AOL EDEBİYAT 5 DERS ÖZETİ 5. ÜNİTE

5. ÜNİTE SOHBET/FIKRA ÖZET

CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEMDE SOHBET 

Bir konuda derinleşmeden bilgi veren, yazarın kendi düşünce ve görüşlerini okurlara aktarmaya yarayan, konuşma tarzındaki yazılara sohbet denir. Yazar, karşılıklı konuşma havası içinde düşüncesini okuyucuları sıkmadan, ayrıntılara girmeden anlatır.
  • Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden meydana gelen sohbet yazıları; bir düşünceyi açıklayan, geliştiren metin türlerindendir.
  • Okurların ilgisini çeken günlük olayları konu edinir. 
  • Makaleden üslup yönüyle ayrılan sohbet yazılarında senli benli bir anlatım yolu seçilir.
  • Okuyucuya verilmek istenen bilgi ve düşünceler kısa yoldan, derli toplu; yeri geldikçe konuyla ilgili fıkra, halk deyimi, atasözü, vecizeler kullanılarak verilir. 
  • Bu dönemde Ahmet Rasim “Ramazan Sohbetleri” adlı eseriyle bu türe katkı sağlamıştır.
Ahmet Rasim (1865-1932) : Hikâye, roman, anı, fıkra, inceleme ve araştırma alanlarında yüzü aşkın eser verdi. Şiirleri, gazete ve dergilerde kalmış yazıları da vardır.
ESERLERİ: İlk Sevgi, Afife, Asker Oğlu, Fuhş-i Atik (hikâye); Muharrir Bu Ya, Falaka, Ramazan Sohbetleri, Şehir Mektupları, Tarih ve Muharrir, Romanya Mektupları (düzyazı)... 

CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE SOHBET 

Sohbet türü gazeteyle birlikte gelişmiştir. İlk örnekleri Tanzimat Dönemi’nde verilen sohbet Cumhuriyet Dönemi’nde gelişme gösterir.

Suut Kemal Yetkin (Edebiyat Söyleşileri), Şevket Rado (Eşref Saat), Melih Cevdet Anday (Dilimiz Üzerine Konuşmalar) ve Nurullah Ataç (Dil Üzerine Söyleşiler) gibi yazarlar bu türde eserler vermiştir.

Şevket Rado (1913-1988) ESERLERİ: Şiirler (şiir); Eşref Saat, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir, Aile Sohbetleri (söyleşi); 50. Yılında Sovyet Rusya (gezi yazısı)...

FIKRA (KÖŞE YAZISI) 

Fıkra, gazete ve dergilerin belirli sütunlarında yayımlanan, güncel, siyasal ve toplumsal sorunları ele alan, bunları ayrıntılara inmeden işleyen, başlıklı, imzalı yazılara fıkra denir. 
  • Ele alınan sorun girişte söylenir, gelişmede açıklanır.
  • Açıklama yapılırken makalede olduğu gibi kanıtlama, doğrulama yoluna gitmek zorunluluğu yoktur. 
  • Toplumsal, siyasal, kültürel gerçekleri ortaya dökmeyi; bu yolla kamuoyu oluşturmayı ve okuru yönlendirmeyi amaçlar. 
  • Fıkralarda yazar kendi görüşlerini ortaya koyar. 
  • Günlük konuşma diliyle yazılır.

CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEMDE FIKRA  

Fıkra türü gazeteciliğin gelişmesine paralel olarak 17. yüzyıl Fransa’sında doğmuştur. Türk Edebiyatında da Batı’da olduğu gibi fıkra türü gazeteciliğin gelişmesi ile ortaya çıktı. 

 İlk resmî gazete Takvim-i Vakayi güncel haberlerin paylaşıldığı bir araçtı. Türk edebiyatında fıkra yazarlığı, Şinasi’nin 1860 yılında Agâh Efendi ile birlikte çıkardıkları ilk özel gazete Tercüman-ı Ahval’deki yazılarıyla başladı. 

Gerçek anlamda ilk fıkra yazıları Servetifünun Dönemi’nde görülür. Bu dönemde Ahmet Rasim, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Haşim gibi sanatçılar fıkra türünde eserler kaleme aldı.

Ahmet Haşim (1884-1933) : “Sanat için sanat” anlayışını benimsedi. Ona göre, şiir ile düzyazı birbirinden kesin çizgilerle ayrılır. Şiir “duyulmak” için, düzyazıysa “anlaşılmak” içindir. Aşk ve doğa, şiirlerinin en belirgin konularıdır.
ESERLERİ:  Göl Saatleri, Piyale (şiir); Bize Göre, Gurâbâhâne-i Lâklâkân, Frankfurt Seyahatnamesi (düzyazı)...

CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE FIKRA 

Cumhuriyet Dönemi’nde gelişmeye başlayan fıkra türü Yakup Kadri Karaosmanoğ- lu, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Yusuf Ziya Ortaç, Ahmet Kabaklı, Yaşar Nabi Nayır gibi yazarlar tarafından benimsendi.

Edebî fıkra dalının gelişmesinde gazeteler yanında sayıları artan Ülkü, İstanbul, Türk Düşüncesi, Türk Dili, Hisar vb. sanat ve edebiyat dergilerinin büyük katkısı oldu. Haldun Taner, Ahmet Kabaklı, Oktay Akbal gibi yazarlar fıkra yazarlığını sürekli bir uğraş olarak benimsedi.

DİL BİLGİSİ

CÜMLE DIŞI UNSUR

Cümlenin kuruluşundaki ögelere dâhil olmayan; sadece dolaylı olarak yardımcı olan kelime, kelime grubu veya cümlelere cümle dışı unsur denir. 

Ara Söz ve Ara Cümle: Cümlenin tamamının ya da cümledeki bir ögenin anlamını kuvvetlendirmek, pekiştirmek, açıklamak amacıyla kullanılan ve cümlenin herhangi bir ögesi olarak kabul edilmeyen söz veya kelime grubuna ara söz, cümle şeklinde olanlara da ara cümle denir. 

Örnek: Masanın üzerindeki kalemi, ucu sivri olanı, uzatır mısın? (ara söz)

Uyarı: Ara söz ve ara cümleler çıkarıldığında, cümlenin anlamında eksilme veya bozulma olmaz. 


5.ÜNİTEDE BİTTİ :))

ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...


Yorum Gönder

0 Yorumlar