3. ÜNİTE ELEŞTİRİ ÖZET
ELEŞTİRİ
Bir sanat ya da düşünce eserini tanıtırken zayıf ve güçlü yönlerini belirtme, bir yazarın
gerçek değerini yansıtma amacıyla yazılan yazılara eleştiri (tenkit) denir.Bir kimsenin
kendi eleştirisini yazarken ortaya koyduğu esere de otokritik (özeleştiri) denir
- Eleştirinin öncelikli amacı, iyi ve güzel olan sanat yapıtının değerini ortaya çıkarmak, sanatı iyi ve güzel olmayandan kurtarmak, kalıcı bir niteliğe kavuşturmaktır.
- Sanatçıyı daha güzel, daha güçlü, daha olgun, daha başarılı eserler oluşturma konusunda teşvik etmektir.
- Okura, izleyiciye ve sanatçıya kılavuzluk yapmaktır.
- Eleştiri yazarının alan bilgisi, eleştirdiği çalışmayı yapanın alan bilgisi ile en azından aynı düzeyde olmalıdır.
Eleştirmenin Tavır ve Tutumuna Göre Eleştiriler
İzlenimsel (Empresyonist) Eleştiri:
Eleştirmen, bir eseri kendi zevk, algılama ve değer ölçülerine
göre inceleyerek eleştirir. Öznel olan bu eleştiri türünde kişisel yargılar ağırlıkta olduğundan
günümüzde pek rağbet görmemektedir.
Nesnel (Bilimsel) Eleştiri:
Edebî eserlerin içerik, yapı ve üslupları üzerinde tarafsız olarak yapılan eleştirilerdir. Eleştirmen, kişisel yargıları bir taraf bırakarak bilimsel araştırmalardan yararlanır
ve eseri tarafsız bir gözle değerlendirir.
Konularına Göre Eleştiriler
Eseri Konu Alan Eleştiri:
Bir eserin yapısını kavrayıp açıklamaya çalışan eleştiri türüdür. Anlatım tekniği, tema, olay örgüsü, semboller, kişiler ile kişiler arasındaki ilişkiler
vb. teknikle ilgilidir. Biçimci eleştiri sayesinde eserlerin gizli kalmış güzellikleri,
derin anlamları, zenginlikleri gösterilmeye çalışılır.
Sanatçıya Yönelik Eleştiri:
Bir eleştirmenin, ele aldığı eseri değerlendirirken sanatçı-
nın varlığını, onun eseri ile kişiliği arasındaki ilişkiyi esas alan eleştiridir. Sanatçının kişiliğini ve dünyasını
açıklamak için de eserleri incelenir.
Topluma Yönelik Eleştiri:
Ele alınan, değerlendirilen eserlerin toplumdan
yola çıkılarak incelenmesidir. Toplum bilimsel eleştiri de denen bu eleştiri türü,
bir eserin toplumsal şartlara bağlı olarak değerlendirilmesi gerektiği ilkesini savunur.
Okura Dönük Eleştiri:
Eleştirmenin bir eseri değerlendirmek yerine, eserin bir okur
olarak kendi duyguları üzerinde bıraktığı etkileri ifade etmesidir. O eserin kendisinde uyandırdığı coşku ve
duyguları anlatır.
Tarihsel Eleştiri:
Bir eserin yazıldığı döneme ve şartlar dikkate alınarak değerlendirilmesi
gerektiği ilkesine dayanan eleştiridir.Tarihsel eleştiri, ele aldığı eseri sadece tarihsel
sınırlar içine almakla kalmaz; söz konusu eser hangi çağın ürünüyse onu, o çağ
okurunun gözüyle anlamaya, incelemeye çalışır.
Cumhuriyet Dönemi’nde Eleştiri
Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştirimize egemen olan, genellikle Ataç’la özdeşleşen
öznel eleştiri anlayışıdır. Bunlar, eğitimli, donanımlı, meraklı, edebiyatı ciddiye alan, bu nedenle
de yalnız uygulamada kalmayıp yaptıkları işin kuramını da öğrenen, bu konuda özgün
düşünceler üreten/üretmeye çalışan genç eleştirmenlerdir.
Memet Fuat öznel/
izlenimci eleştiri, Fethi Naci Marksist eleştiri, Asım Bezirci nesnel-bilimsel eleştiri, Hüseyin
Cöntürk yeni eleştiri, Tevfik Çavdar toplum bilimsel eleştiri, Mehmet Kaplan akademik
eleştiri kuramını benimsemiştir.
Eleştiride uzmanlaşmaya doğru bir gidiş başlamış; şiir, roman, hikâye eleştirmenleri
ortaya çıkmıştır.
Hüseyin Cöntürk, Turgut Uyar ve Cemal Süreya şiir, Fethi
Naci roman, Asım Bezirci hikâye/şiir, Tevfik Çavdar ve Tahir Alangu hikâye/roman eleştirisi üzerine yoğunlaşmışlardır.
Asım Bezirci (1927-1993) ESERLERİ: On Şair On Şiir (eleştiri), Edip Cansever, Seçme Romanlar (inceleme), Deyimlerimiz
Sözlüğü...
CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEMDE ELEŞTİRİ
Türk edebiyatında eleştiri Tanzimat Dönemi’nde gazeteler sayesinde gelişmiştir.
Namık
Kemal’in 1866’da Tasvir-i Efkâr’da yayımlanan “Lisan-ı Osmanînin Edebiyatı Hakkında
Bazı Mülâhâzâtı Şâmildir” yazısı, Ziya Paşa’yı tenkit etiği “Tahrib-i Harabat” ve
“Takip” yazıları bizdeki ilk örneklerdendir.
Ziya Paşa’nın “Zafername”, Recaizade Mahmut
Ekrem’in “Zemzeme Mukaddimesi”, “Takdir-i Elhan”ı, Muallim Naci’nin “Demdeme”si
Tanzimat Dönemi’ndeki diğer örneklerdir.
Eleştirinin edebî bir tür olarak gelişmesi ve önem kazanması Servetifünun Dönemi’nde
olmuştur. Tevfik Fikret, Hüseyin
Cahit, Mehmet Rauf özellikle de Fransızcası çok iyi olan ve eleştiri türünde adını duyuran
önde gelen eleştirmenlerimizdir.
Millî edebiyat düşüncesini temellendiren Ziya Gökalp, Ali Canip ve Ömer Seyfettin’dir. Millî edebiyatçılar bir yandan eleştirinin
teorisi üzerinde durmuşlar bir yandan da pratik olarak eleştiri türünde eserler vermişlerdir. Servetifünunculardan farklı olarak bunlar, kendi devirlerinde yazılan eserlerle
yakından ilgilenmiş, onları takip etmiş ve pek çoğu hakkında eleştiri ve tanıtma yazısı
yazmışlardır.
-------------------------------------------------------------
KİTABI TANITMA
Kitap tanıtımı yapılırken şunlara dikkat edilir.
- Kitabın adı, türü, yazarı (varsa çevireni), yayın evi, basım yeri ve yılı, sayfa sayısı,
- Konusu,
- Esas kahramanları ve bunların özellikleri,
- Kitabın ilginç özellikleri (varsa),
- Yazarın dili ve üslubu (Bunu örnekleyecek birkaç cümle),
- İlk kez karşılaştığınız benzetmeler, tamlamalar,
- Yazarın kurgu başarısı ,
- Yazarın sanat anlayışına dair tespitleriniz,
- Bu kitap sayesinde öğrendikleriniz.
3. ÜNİTEDE BİTTİ :))
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
0 Yorumlar