2. ÜNİTE TİYATRO ÖZETİ
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE TİYATRO (1923-1950)
Cumhuriyet Dönemi’nde Türk tiyatrosu hem kurumsal bir yapıya kavuşmuş hem
de tiyatro sanatı açısından çeşitli atılımlar yapılmıştır.Çağdaş Türk tiyatrosunun Batı
tiyatrosu düzeyine getirilmesinde Muhsin Ertuğrul’un büyük katkısı olmuştur.
Bu dönemde Ankara’da Devlet
Tiyatroları kurulmuş, bazı büyük şehirlerde şubeleri açılmış, turneler düzenlenerek tiyatro
halkın ayağına götürülmüş, tiyatroya bilinçli seyirci yetiştirilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi’nde tiyatro yazarlığı da büyük bir gelişme göstermiştir. Bazı yazarlar
tiyatro türünde eser vermiş, bu durum Türk tiyatrosunun oyun repertuvarındaki
çeviri oyun, yerli oyun rekabetini olumlu yönde etkilemiştir.
Atatürk’ün ölümüne kadar geçen sürede tiyatro, çoğunlukla Atatürk devrimlerini ve
ilkelerini topluma benimsetme görevi üstlenmiştir. Atatürk’ün tiyatroyu önemsemesi ve
desteklemesi, tiyatronun bir kamu hizmeti olduğu görüşünün yerleşmesini sağlamıştır.
Güçlü ve acımasız iş adamları, kurnaz fırsat-
çılar, iç güdüleri doğrultusunda hareket eden kadınlar vb. temalar işlenmiştir.
“Yaşayan
Ölüler, Tersine Akan Nehir” (Cevdet Kudret), “İşsizler, Üç Kişi Arasında” (Vedat Nedim
Tör), “Bir Adam Yaratmak, Tohum” (Necip Fazıl Kısakürek), “Esirler” (Sabahattin Ali)
bu dönem eserlerinden bazılarıdır.
Batılılaşmanın yanlış anlaşılması, paranın bayağılığı
ve insan ahlakı üstündeki olumsuz etkileri, değişen değer yargıları, ekonomik sorunlar,
aile dramları vb. konular işlenmiştir. “Köşebaşı” (Ahmet Kutsi Tecer), “Büyük Şehir,
Küçük Şehir, Paydos” (Cevat Fehmi Başkut), “Üç Kahraman, Gölgeler” (Ahmet Muhip
Dıranas) bu dönem eserlerinden bazılarıdır.
Necip Fazıl Kısakürek (1904-1983): Şiirin yanı sıra oyun, fıkra, makale, tarih, eleştiri, biyografi, monografi,
hikâye türlerinde de eserler verdi.
ESERLERİ: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile (şiir); Birkaç
Hikâye, Birkaç Tahlil (hikâye); Tohum, Bir Adam Yaratmak, Para, Reis Bey (tiyatro);
Yılanlı Kuyudan, Babıâli (anı)...
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE TİYATRO (1950-1980)
Muhsin Ertuğrul bir
bankanın desteğiyle çağdaş anlamda ilk özel tiyatroyu (Küçük Sahne Tiyatrosu) kurmuştur.
Tiyatro ele aldığı sorunları sergilemekle kalmayıp yorumlamaya yönelmiş,
yazarlar bireysel sorunları aşarak toplum sorunlarını ele almışlardır. “Ve Değirmen Dönerdi ” (Haldun Taner), “Tanrılar ve İnsanlar ” (Orhan Asena ), “Cengiz Han’ın Bisikleti”
(Refik Erduran), “Biraz Gelir misiniz?” (Aziz Nesin) bu dönem eserlerinden bazıdır.
1960 sonrası tiyatro yaşamı ve oyun yazarlığı gelişmeye başlamış, özel tiyatroların
sayıları artmış, üniversitelerde tiyatro eğitimi başlatılmıştır.
“Midas’ın Kulakları” (Güngör
Dilmen), “Ayak Bacak Fabrikası ” (Sermet Çağan), “Mikado’nun Çöpleri, İçerdekiler”
(Melih Cevdet Anday), “Nalınlar” (Necati Cumalı), “Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım
Vazifemi Yaparım” (Haldun Taner) vb. bu dönemin belli başlı oyunlarıdır.
Türk tiyatrosu, 1971-1980 döneminde (12 Mart 1971 Muhtırası) Anayasa değişiklikleriyle
demokratik ortamın aldığı büyük yaralardan ciddi biçimde etkilenmiştir. Özel
durum gerekçesiyle oyunlara sansür ve denetim uygulanmıştır. Toplumsal ve siyasal
konulu oyunlarda artış; tarihî ve aile sorunlarını işleyen oyunlarda ise azalma olmuştur. “Yollar Tükendi” (Ülkü Köksal), “Bozkır Güzellemesi” (Nezihe Araz), “Rumuz Goncagül”
(Oktay Arayıcı), “Kâtip Çıkmazı” (Dinçer Sümer) bu dönemin belli başlı oyunlarıdır.
Adalet Ağaoğlu (1929-...): Korku, ölüm,
aşk, özveri, gençlik gibi temaları ele aldı. Daha sonra hikâye ve romana yöneldi.
ESERLERİ: Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak, Tombala, Kendini Yazan Şarkı (tiyatro);
Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi, Ruh Üşümesi (roman); Yüksek
Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim (hikâye); Geçerken, Başka Karşılaşmalar (deneme);
Göz Temizliği, Gece Hayatım (anı)...
DÜNYA EDEBİYATINDA TİYATRO
Herhangi bir olay, durum veya tasarının sahnede canlandırılması amacı ile yazılmış
eserlere dramatik metin, bu metinlerin sahnede canlandırılması ile ortaya çıkan sanata
da tiyatro denir.
Tiyatro metinleri genellikle sahnede canlandırılmak
üzere yazılır ancak çok nadir de olsa sadece okunmak üzere kaleme alınmış tiyatro
eserleri de vardır.
Birçok sanat dalı gibi tiyatro da dinî törenlerden doğmuş, zamanla bu niteliğinden
sıyrılarak bir sanat hâline gelmiştir. Tiyatronun kökeninin, insanın doğa olaylarını kendi
beden hareketleriyle temsil etme çabalarına dayandığı söylenebilir. Sümer ve Mısır gibi
eski uygarlıklara kadar uzanan tiyatro, özellikle Eski Yunan’da gelişmiş ve çeşitlenmiştir.
Günümüzdeki anlamıyla çağdaş (modern) tiyatronun başlangıcı eski Yunan’da Bağ
Bozumu Tanrısı Dionysos (Diyanizos) adına yapılan dinsel törenlere dayanır.
Orta Çağ’da (10-13. yy.) Hristiyanlık, kendi inancının tiyatrosunu kurmuş akrobatlar,
soytarılar yapılan şenliklerde ve sarayda halkın ilgisini çekmiştir. Profesyonel topluluklar
15-16. yy. da görülür.
16. yy. sonlarında Avrupa’da düşünce, ahlak ve inanç çatışmaları yeni boyutlar kazanmıştır.
İngiltere’de toplumun her kesimine seslenen Shakespeare (Şekspir); Fransa’da
konularını Yunan-Roma mitolojilerinden alan Corneille (Korneyl) ve Racine (Rasin);
tiplerini halktan seçen ve modern komedinin kurucusu olan Moliere (Molyer) eserler
vermiştir.
18.yy. klasik trajedi daha çok operalarda görülmüş, komediler ise en tutulan tür olmuştur.
19. yy. romantizm akımı etkili olmuş, Schiller (Şiller), Goethe (Gote) ve Wagner
(Wagner) Almanya’da; Victor Hugo (Viktor Hugo) ve Alfred de Musset (Alfret dö Müse)
Fransa’da; Strindberg (Sıtrınberg) İsveç’te; Ibsen (İbsen) Norveç’te; Çehov (Çehov) ve
Maksim Gorki (Maksim Gorki) Rusya’da; Bernard Shaw (Bernard Şov) İrlanda’da öne
çıkan isimlerdir.
William Shakespeare (1564-1616): Konularını genellikle tarihten, tarihsel olay ve kişilerden
alan Shakespeare’in eserlerine, toplumsal ve siyasal değişmeler en çarpıcı yanlarıyla yansımakta
ve anlatım zenginliğiyle okurun karşısına çıkmaktadır.
ESERLERİ: Othello, Yanlışlıklar Komedyası, Hamlet, Hırçın Kız, Romeo ve Juliet, Bir
Yaz Gecesi Rüyası, Venedik Taciri, Macbeth, Kral Lear (oyun)...
Tiyatro İnceleme / Değerlendirmesi Yazma
Oyun izlenilmeden önce tiyatro metninin mutlaka okunması gerekir. Tiyatro inceleme/değerlendirme yazısı aşağıdaki soruların
cevaplarını içermelidir.
- Oyunculuk amatör mü, profesyonel mi?
- Karakter çözümlemesi başarılı bir şekilde yapılmış mı?
- Tüm bunların oyunun yorumuna olan ilişkisi ne yöndedir?
- Orijinal oyun bestesi var mı yoksa hazır bir parça mı kullanılmış?
- Oyun ilk defa mı sahneleniyor? İlk değilse önceki sahnelemelere ne ölçüde benziyor.
- İzleyicilerin bu oyunu neden izlemeleri gerekir?
- Oyunun dekor, aksesuar, kostüm, ışık vb. unsurları profesyonel mi yoksa amatör bir bakışla mı hazırlanmış?
DİL BİLGİSİ
YAPIYA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI
1. ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞU: Özne-yüklem uyumsuzluğu kişi bakımından, tekillik-çoğulluk bakımından ve özne
eksikliği bakımından olmak üzere üç grupta incelenir.
A. Kişi Bakımından Uyumsuzluk: Özne birinci tekil, ikinci tekil veya üçüncü tekil (ben, sen, o) ise yüklem birinci çoğul
kişiye göre çekimlenmelidir.
B. Tekillik-Çoğulluk Bakımından Uyumsuzluk: Özne insan ve çoğul ise yüklem tekil ya da çoğul olabilir. Ancak insan dışındaki varlıkların
(hayvan, bitki, kavramlar…) çoğul şekilleri özne olduğunda yüklem daima tekil
olur.
C. Özne Eksikliği Bakımından Uyumsuzluk: Yüklemdeki eyleme göre öznenin olmaması ya da bir öznenin birden fazla yükleme bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Bu durum daha çok sıralı ve bağlı cümlelerde
görülür.
2. Fiil ve Fiilimsilerdeki Çatı Uyuşmazlığı: Birleşik veya sıralı cümlelerde aynı özneyi
alan yüklemlerin her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır; aksi takdirde
çatı uyuşmazlığı olur.
3. Eklerle İlgili Yanlışlar:Cümlede eklerin eksik ya da fazla kullanılması anlatım bozukluğuna
yol açar.
4. Öge Eksikliği: Aynı ögelerin farklı yüklemlere bağlanması ya da cümle içerisinde bir ögenin kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
A. Nesne Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde ortak kullanılan nesnenin cümlelerden birine uymamasıdır.
B. Dolaylı Tümleç Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde ortak kullanılan dolaylı tümleç, cümlelerden birine uymaz. Bu durumda cümlelerden birine dolaylı tümleç eklenmelidir.
C. Zarf (Edat) Tümleci Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde ortak kullanılan zarf tümleci olacak ifadelerin eklenmesi gereklidir.
Ç. Yüklem Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde iki cümlenin bir yükleme bağlanması sonucu anlatım bozukluğu meydana gelir. Yüklem eksikliği, bazen ikinci bir eylemin kullanılmaması ya da ek eylemin ortak kullanılması ile oluşur.
5. Tamlama Yanlışları: Çoğunlukla isim ve sıfatların aynı tamlanana bağlanması sonucu oluşan bir anlatım bozukluğudur.
6. Bağlaç Yanlışları:Bağlaçlardan bazıları olumlu ve olumsuz yargıları birbirine bağlar. Bu duruma uymayan kullanımlarda anlatım bozukluğu meydana gelir.
Kaynak: http://aok.meb.gov.tr/kitap/aol-kitap/Turk-Dili-ve-Edebiyati/Turk-Dili-ve-Edebiyati-6/edebiyat_6.pdf
2. ÜNİTEDE BİTTİ :))
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
A. Nesne Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde ortak kullanılan nesnenin cümlelerden birine uymamasıdır.
B. Dolaylı Tümleç Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde ortak kullanılan dolaylı tümleç, cümlelerden birine uymaz. Bu durumda cümlelerden birine dolaylı tümleç eklenmelidir.
C. Zarf (Edat) Tümleci Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde ortak kullanılan zarf tümleci olacak ifadelerin eklenmesi gereklidir.
Ç. Yüklem Eksikliği: Sıralı ve bağlı cümlelerde iki cümlenin bir yükleme bağlanması sonucu anlatım bozukluğu meydana gelir. Yüklem eksikliği, bazen ikinci bir eylemin kullanılmaması ya da ek eylemin ortak kullanılması ile oluşur.
5. Tamlama Yanlışları: Çoğunlukla isim ve sıfatların aynı tamlanana bağlanması sonucu oluşan bir anlatım bozukluğudur.
6. Bağlaç Yanlışları:Bağlaçlardan bazıları olumlu ve olumsuz yargıları birbirine bağlar. Bu duruma uymayan kullanımlarda anlatım bozukluğu meydana gelir.
Kaynak: http://aok.meb.gov.tr/kitap/aol-kitap/Turk-Dili-ve-Edebiyati/Turk-Dili-ve-Edebiyati-6/edebiyat_6.pdf
2. ÜNİTEDE BİTTİ :))
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
0 Yorumlar