3. ÜNİTE GELENEKSEL SANATLARIMIZ ÖZET
GELENEKSEL SANATLAR
El sanatları,sanat eseri özelliklerine sahip olsalar da olmasalar da toplumun ihtiyacını
karşılamak üzere ortaya çıkmışlardır.Bu ihtiyaçlar;toplumların ekonomik,kültürel
ve sosyal yapılarına göre farklılıklar gösterir.
A. ÇİNİ SANATI
1.Türk Çini Sanatına Genel Bakış (Tanım-Teknik )
- Mimaride yüzey kaplaması olarak kullanılan, fırınlanmış, çeşitli motif ve renkteki sırlı, pişmiş toprak malzemeye çini denir. Çininin sırlı veya sırsız kap-kacak olarak yapılanlarına da seramik ( keramik) adı verilir.
- Çininin asıl malzemesi kildir.
- Yabancı malzemelerden temizlendikten sonra çamur hâline getirilip,dinlendirilir.
- İşlenecek kıvama geldikten sonra, ister el ile ister kalıpla şekillendirilir ve kurutulur.
- Kuruduktan sonra fırınlanır. Sertleşen seramik soğutulduktan sonra istenilen renkte boyanır, motiflenip, üzeri sırlanıp tekrar fırınlanır.
ÇİNİ TEKNİKLERİ
a) Renkli Sır Tekniği: Şekillendirilen kırmızı hamurlu çini, üzerine desen basılarak,
kazınarak işlenir ve fırınlanır.
b) Sır Altı Tekniği: Sırlanmış çini önce fırınlanır,sonra çizilen desen boyanır ve
tekrar fırınlanır.
c) Sır Üstü Tekniği: Şekillendirilen çini sırlanıp, fırınlanır. Bunun üzerine desen
boyanır ve tekrar fırınlanır.
ç) Çini Mozaik Tekniği: Anadolu Selçuklu yapılarında genellikle kullanılan bir
tekniktir.Çoğunlukla mihrap,duvar ve kubbelerde uygulanır. Bu teknikte; tek renkte
sırlanmış çini parçaları, istenilen şekle göre kesilerek, dekorasyon oluşturacak şekilde
harç içine yerleştirilir.
d) Minai Tekniği: Büyük Selçukluların geliştirdiği bir tekniktir. Desenlerin bir kısmı
sır altına, bir kısmı sır üstüne uygulanıp, fırınlanır. Bu teknikle yapılan çinilerde,
sır altında mor, mavi, firuze ve yeşil renkler; sır üstünde ise beyaz, kahverengi, siyah ve
kırmızı renkler kullanılmıştır.
e) Lüster Tekniği: Abbasi sanatında çokça görülen teknik, Anadolu’da sadece Selçuklu çinilerinde uygulanmıştır. Bu teknikte genellikle sarı ve kahverengi tonları kullanılır.
f) Sırlı Tuğla: Yapıların dışında, genellikle minarelerde kullanılan bir tekniktir.
Tuğla hamuruna şekil verdikten sonra, genellikle firuze, lacivert veya mor sırla kaplanıp,
fırınlanır.
g) Kabartma Tekniği: Selçuklu ve Beylikler Devri kitabelerinde çoğunlukla bu teknik
kullanılmıştır.Yumuşak çini hamuru üzerine şekiller kalıpla basılır ve çevresi oyularak
desen kabartma olarak açığa çıkarılıp, sırlanır ve fırınlanır.
2-Tarihsel Gelişimi İçinde Türk Çini Sanatı
- Çiniyi Türk mimarisinde ilk kez Uygurlar kullanmıştır.
- Karahoço’da yapılan kazılarda;gri ve mavi renkli sırlı tığlalar ve üzerinde stilize bitki motifleri olan zemin döşemeleri ortaya çıkarılmıştır.
- Gazne saraylarında yapılan kazılarda ortaya çıkan çiniler, Uygur çinileriyle benzerlik gösterir.
a) Büyük Selçuklu Çini Sanatı: Büyük Selçuklu yapılarında tek renk,firuze(turkuaz)renkli
çiniler kullanılmıştır.
b) Anadolu Selçuklu Çini Sanatı: Büyük Selçuklu çinilerinin etkisi görülür. Genellikle
sır altı ve sır üstü tekniklerini kullanmışlardır. Başta Konya, Sivas, Kayseri olmak
üzere inşaa ettikleri cami, medrese, türbe ve saraylarda, iç mekanda çini tekniklerini
dış cephe ve minarede ise sırlı tuğlayı tercih etmişlerdir.
c) Anadolu Beylikleri Çini Sanatı: Selçuklu özelliklerini devam ettirirler ancak
Selçuklular’daki kadar geniş yüzeylerde çiniyi kullanmamışlardır. Birgi Ulu Camii ve
Selçuk İsa Bey Camii bu dönemin önemli örnekleridir.
ç) Osmanlı Çini Sanatı: Osmanlılar’da çini kaplamalar sadece duvar ve mihraplarda
görülür. İznik, Kütahya ve İstanbul Osmanlı çini merkezleridir. 15. yy.a kadar çini
mozaik ve renkli sır tekniğigörülürken, 16. yy.da mavi-beyaz çiniler, 17.yy.da İznik ve
Kütahya çinileri, 18.yy.da ise İstanbul atölyelerinde üretilen çiniler kendine has renk
ve desenleriyle mimari eserleri süslemiştir.
*Tek Renkli Sırlı Çiniler:17.yy. da İznik ve Kütahya’da bu teknikle çiniler üretilmiştir.
Yapıların iç duvarlarında kullanılır.Firûze, yeşil, lacivert ve mor renkler hâkimdir.
Bu tekniği İznik ve Bursa camileriyle, Topkapı Sarayı’nda görebiliriz.
*Çini MozaikTekniği : İstanbul Çinili Köşk, Bursa Yeşil Camii ve Türbesi çinileri
bu tekniğin en güzel örneklerindendir.
*Renkli Sır Tekniği: Bu teknik 15.yy.dan 16.yy. ortalarına kadar uygulanmıştır.
Bursa Yeşil Türbe, İstanbul Sultan Selim Camii ve Topkapı Sarayı’nda bu tekniğin örnekleri
görülür.
*Mavi-Beyaz Çiniler: Osmanlı Sanatı’na özgü bir tekniktir. Altıgen çiniler şeffaf bir
sır tabakasıyla kaplanmıştır. Beyaz zemin üzerine mavi, turkuaz ve lacivert renklerle
yapılmış bitkisel ve geometrik motifler yeralır. Edirne Üç Şerefeli Camii, Edirne Muradiye
Camii çinileri bu tekniğe örnektir.
*Kırmızı Sıraltı İznik ve Kütahya Çinileri: Yedi rengin kullanıldığı bu çinilerde,sır
altına kırmızı renk uygulanır. Çiçek motifleri, vazo ve kandiller, servi ağaçları, madalyonlar
çok kullanılan desenlerdir. Bu çini örnekleri İstanbul Süleymaniye, Sultan Ahmet
ve Edirne Selimiye Camiileri’nde yer alır.
SERAMİK(KERAMİK)
Anadolu Selçuklu seramik sanatının kaynağı Büyük Selçuklu sanatıdır.Bu devir seramiklerinde; firuze,
mavi, kahverengi gibi renkler kullanılmış olup,
bitkisel motifler ile insan ve hayvan figürleri kullanılmıştır.
Osmanlı Seramik(Keramik) Teknikleri
1. Milet İşi Çiniler: 14 ve 15. yy.da İznik’te üretilmişlerdir. Kırmızı hamurlu, sır altı
tekniğinde,genellikle mavi, mor, firuze ve yeşil renklerin kullanıldığı bu seramiklerde
bitkisel ve geometrik motifler işlenmiştir.
2. Haliç İşi Çiniler:İznik’te 15. yy. sonu ve 16. yy. başında üretilmişlerdir. Mavi- beyaz
renkli küçük kaseler şeklindeki bu eserlerde, çiçek motifleri, stilize ejder motifi ve
hayvan figürleri işlenmiştir. Renkler mavi ve beyazdır.
3. Şam İşi Çiniler: 16.yy. ortalarından itibaren İznik’te yapılmış, çoğunlukla tabak
şeklinde olan seramiklerdir. Beyaz zemin üzerine Çin Kültürü etkili desenler(şakayık,bulut, pul gibi) ve çiçek motifleriyle bezenmiştir.
B. HALI SANATI
Halı; serilmek veya duvara asılmak için çoğunlukla yün, bazıları ipek veya pamuk
iplikten yapılmış,kısa tüylü dokumalara verilen isimdir.
- Halı tezgahları, birbirine paralel ve ok adı verilen iki ağaç direkten oluşur.
- Bunlar üzerine gerilen dikey iplere argaç(çözgü), düğümleri sıkıştırmaya yarayan, halı genişliğince uzanan iplere ise arış(atkı) adı verilir.
-Sine (İran) Düğümü
-Gördes (Türk) Düğümü
1. Türk Halı Sanatı’na Genel Bakış: MÖ 3. yy. a tarihlenen en eski halı 1947-1949 yılları arasında Orta Asya’da, Altay Dağları Vadisi’nde yapılan kazılarda Beşinci Pazırık Kurganı’nda bulunmuştur.
2. Tarihsel Gelişimi İçinde Türk Halı Sanatı: Abbasiler Dönemi’nde Türkler için kurulan Samarra şehrinde yapılan araştırmalarda ortaya çıkan halı parçalarının 8 ve 9.yy.larda Türkler tarafından dokunduğu tespit edilmiştir.
a) Selçuklu Halı Sanatı
- Anadolu Selçuklu halılarında Türk düğümü kullanılmıştır.
- Bu örneklerden üç tanesi sağlam, diğerleri ise parçalar hâlindedir.
- Bunlardan sekiz tanesi Konya Alaeddin Camii’nde, yedisi Fustât(Kahire) ta, üç tanesi de Beyşehir Eşrefoğlu Camii’nde bulunmuştur.
- Desen olarak, baklava, yıldız gibi geometrik şekiller ile kûfi harfler, stilize bitkiler ve hayvan figürleri kullanılmıştır.
- Zemin rengi çoğunlukla kırmızı ve mavidir.
b) Osmanlı Halı Sanatı: 16.yy. dan itibaren Anadolu halılarında hayvan figürlerinin
yerini yıldız ve geometrik desenler almıştır. Osmanlı halıları özelliklerine ve yapıldıkları
yerlere göre gruplandırılır.
Osmanlı Halıları
1. Uşak Halıları: 16.yy.da Uşak çok önemli bir halı merkezidir. Bu halılarda kırmızı,
sarı ve lacivert renkler kullanılmıştır. Motifler mavi, siyah ve yeşil renklerle işlenmiştir.
2. Bergama Halıları: Anadolu Selçukluları’nın geometrik ve stilize bitkisel motifleri
bu halılarda tekrarlanmıştır. Türk ve İran düğümü kullanılmış ve bu halılar çoğunlukla
saray için dokunmuştur.
3. Saray Halıları:16.yy. dan sonra İran düğümü ile dokunan bu halılarda çoğunlukla
ipek malzeme kullanılmıştır ve çiçek motifleri işlenmiştir.
4. Seccadeler: Küçük ölçülü, ince dokunmuş halılardır. Genellikle mihrap desenlidirler.
Gördes seccadeleri çok ünlüdür. Kula seccadeleri içinde de önemli ve güzel
örnekler vardır.
C. MİNYATÜR SANATI
MİNYATÜR: El yazması kitaplarda yer alan çok renkli, küçük boyutlu, derinlik
ve ışık-gölge tekniklerinin uygulanmadığı stilize resimlerdir. Minyatür ustasına nakkaş, minyatürlerin
yapıldığı atölyeye ise nakkaşhane adı verilir.
1-Türk Minyatür Sanatı’na Genel Bakış:Türklere ait ilk minyatürler Uygurlar’a aittir.
Orta Asya’da Turfan, Hoço, Bezeklik veSorçuk ‘ta yapılan kazılarda bu minyatürlerden
bazıları ele geçmiştir.
2. Tarihsel Gelişimi İçinde Türk Minyatür Sanatı
a) Selçuklu Minyatürleri: 1199 tarihli Kitâb-ül Tiryâk adlı eser, Selçukluların ya-
şantısını, tiplerini, kıyafetlerini ve kullandıkları eşyaları anlatır. Günümüz için çok
önemli bir tarihî kaynaktır.
El-Cezerî tarafından Diyarbakır’da yazılıp resimlenen 1205 tarihli Otomata
isimli kitapta,teknik aletler(su saatleri, robotlar, tulumba, kan ölçen aletler)anlatılıp,
gösterilmiştir.
Kelile ve Dimne, minyatürleriyle birlikte çok ünlü bir el yazması eser olup, iki çakalın
başından geçenleri anlatır. Eserin ilk nüshaları 13. yy. da yazılmıştır. Bunlardan
biri Paris’te,diğeri İstanbul’da Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir.
Varka ve Gülşah adlı el yazması eser ise 13. yy. da nakkaş Abdülmümin tarafından
resimlenmiştir.
b) Osmanlı Minyatürleri: Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra;bilim,
kültür ve sanat faaliyetleri artmıştır. Fatih, Avrupa’dan ressamları saraya getirtmiş
hatta ressam Gentile Bellini’ye kendi resimlerini yaptırtmıştır.
Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen yazmalar arasında içinde Fatih portreleri
bulunan dönemin minyatürleri Fatih Albümü olarak adlandırılır.
Osmanlı minyatürleri en parlak devrini Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamıştır.
Dönemin en ünlü nakkaşı Matrakçı Nasuh’tur
Nakkaş Nigârî, Kanuni Sultan Süleyman döneminin diğer ünlü bir sanatçısıdır.
Kanuni, Barbaros Hayrettin Paşa ve II. Selim portrelerini yapmıştır.
Nakkaş Osman da önemli bir minyatür sanatçısı olup Sûrnâme adlı minyatürlerinde,
Sultan III. Murat’ın oğlu Şehzade Mehmet’in sünnet düğününü anlatmıştır.
Ç. HAT SANATI
HAT: Güzel yazı yazma sanatıdır. Yazı sadece kitaplarda değil, kitabe, seramik kaplar,
madeni eşyalar ve mimari ögeler üzerinde de yer alır.
Türk Hat Sanatı
- Selçuklular tarafından kullanılan yazı türlerinin başında Kûfi yazı gelir.
- Kûfî, köşeli şekillerin hâkim olduğu bir yazı çeşididir.
- Osmanlılar zamanında kûfî yazı dekorasyon amaçlı kullanılmıştır.
- Köşeli, çiçekli, örgülü kûfî gibi dekoratif çeşitleri vardır.
SÜLÜS: Yuvarlak karakterli bir yazı çeşididir. Özellikle kitabelerde ve güzel yazılı
levhalarda kûfî ile çok güzel bir uyum gösterir.
NESİH : Dinî ve bilimsel yazmalarda 10. yy. dan sonra kullanılan yuvarlak hatlı bir
yazıdır.
RİK’A: Diploma(icazetname)larda kullanılan bir yazı türüdür.
DİVANÎ: Fermanlarda kullanılır.
SİYAKAT: Osmanlı mali kayıtlarında kullanılan yazıdır.
MUHAKKAK: Kûfi yazıdan türetilmiş bir yazı çeşididir.
REYHANÎ: Muhakkak yazının küçültülmüş şeklidir.
MÜSENNÂ: Aynalı yazı olarak da bilinir. Karşılıklı yazılmış simetrik yazıdır.
TUĞRA: Osmanlı hükümdarlarının imzası yerine geçen yazı çeşididir.
TEVKÎÎ: Sülüs gibidir ancak daha ince kalemle yazılan türüdür.
Aklâm-ı Sitte (Şeş Kalem): Altı çeşit yazı bu başlık altında toplanır. Bunlar yukarıda
da tanımlarını yaptığımız Rik’a, Sülüs, Nesih, Tevkîî, Reyhanî ve Muhakkak’tır.
TÜRK HAT SANATININ GELİŞİMİNE KATKI SUNAN HATTATLAR
Amasyalı Yakut: 13. yy .da yaşamıştır. Son Abbasi halifesi Mutasım’ın Türk kâtibidir.
Nesih ve Sülüs yazıyı kalem ucunu keserek altı değişik biçimde yazabilen bir
ustadır.
Amasyalı Şeyh Hamdullah: 15.yy.da yaşamıştır.
Hattatların Kıblesi olarak tanınır. Nesih ve sülüs yazılara
Türk zevk ve estetik anlayışını katmıştır. Celî
yazıyı mimaride büyük bir başarı ile uygulamıştır.
CELÎ YAZI: Uzaktan okunabilecek biçimde
istif edilmiş,iri,süslü Arap harfli levha yazısı.
Ali Bin Yahya Sofî: Fatih Sultan Mehmet döneminin önemli hattatlarındandır. 15.
yy.da yaşamıştır. İstanbul Fatih Camii ile Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayûn kitabesini
yazan sanatçıdır.
Ahmet Karahisarî: 16.yy. da yaşamıştır. Celî yazıyı geliştiren hattattır. Topkapı Sarayı
Müzesi’nde bulunan, Kanunî Sultan Süleyman için yazdığı Kur’an-ı Kerîm ile Süleymaniye Camii’nin kubbe ve mihrap yazıları çok önemli eserleridir.
Hafız Osman: 17.yy.da hat sanatı Hafız Osman’la birlikte tekrar yükselişe geçmiştir. Türk hat sanatçıları arasında Hz.Muhammed (SAV)’in yazı ile tasvirini yapan ilk
hattattır.
D. EBRU SANATI
Geleneksel Türk sanatlarından biri olan ebru, yoğunluğu(akışkanlığı) kitre (bir çeşit zamk) gibi maddelerle artırılmış, su yüzeyine toprak boyalarla at kılından fırça kullanılarak
yapılan işlemdir.
*Bilinen en eski ebru sanatçısı Şebek Mehmet
Efendi’dir.
* Hatip Mehmet Efendi, Şeyh Sadık Efendi,
Hezarfen Mehmet Necmettin Okyay, İbrahim
Edhem Efendi ve Mustafa Düzgünman geleneksel
Türk Ebru Sanatı tarihimizde çok önemli yeri olan
sanatçılarımızdır.
E. TEZHİP SANATI
Tezhip; altın ile süsleme anlamına gelir.Arapça bir kelimedir. Ferman, berat, Kur’an
ayetleri gibi değerli evrak ve levhaların yüksek manevî değerini ifade etmek amacıyla
icra edilen bir sanattır.
- Tezhip sanatının kökeni, Uygur Türkleri’ne kadar dayanır.
- Bay Sungur devrinde Türk ve İranlı ustaların eserleri Herat Ekolü’nü doğurmuştur.
- Bu ekol 17.yy.a kadar Osmanlı Dönemi’nde de devam etmiştir.
- Kanuni Sultan Süleyman Devri(1520-1566) tezhip sanatının en parlak dönemlerindendir.
- Altının çokça kullanıldığı bu dönemin ana rengi laciverttir.
F. DİĞER SANATLAR
CİLT:Bir mecmua(dergi) veya kitabın yaprakları ve sırasını bozulmadan bir arada
tutabilmek için yapılan koruyucu bağa cilt denir. Cilt Arapçada deri anlamına gelmektedir.
Cilt ustasına mücellit adı verilmektedir.
KAT’I SANATI: Türklerin süsleme sanatlarından biridir.
Kâğıt ve deri oymacılığı sanatıdır. İslamiyetten önce Türklerin
edindiği bir kültür birikimidir. İslamiyet’ten sonra da tüm islam
devletlerinde görülmüş ve Türkler marifetiyle Avrupa’ya yayılmıştır.
19 ve 20. YÜZYIL TÜRK HEYKEL SANATI
- Ülkemizde 19.yy. sonlarına kadar heykel sanatı, İslamiyet’teki figür ve tasvir yasağının da etkisiyle, mimariye bağlı taş süslemeciliği şeklinde gelişmiştir.
- Bu dönemde adından söz edebileceğimiz bir heykel sanatçısı yoktur.
- Yalnızca, yenilikçi bir padişah olarak bilinen Sultan Abdülaziz, Viyana seyahati sırasında gördüğü heykellerden etkilenerek kendi heykelini yaptırmak istemiş, heykeltraş Fuller’i İstanbul’a getirterek, 1871 yılında at üstünde heykelini (kendi heykeli) yaptırmıştır. Bu heykel bugün Beylerbeyi Sarayı’ndadır.
- Ülkemizde heykel sanatının gelişmesi 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’nin açılmasıyla gerçekleşmiştir.
- Cumhuriyet’in ilanından sonra çok sayıda anıtsal heykel yurdun çeşitli yerlerine dikilerek, ulusal heykel sanatı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Bu sanatçılardan bazıları ülkemizde eserler vermişlerdir. Örneğin;
Heinrich Krippel (Henrih Kripel):
- *Konya Atatürk Anıtı
- *Ankara Ulus Atatürk Anıtı
- *Samsun Atatürk Anıtı
Pietro Canonica(Piyetro Kanonika):
- *İstanbul Taksim Cumhuriyet Anıtı
- *İzmir Atlı Atatürk Heykeli
Rudolf Belling(Rudolf Bellin):
- *Ankara Ziraat Fakültesi’ndeki İsmet İnö nü Anıtı
1930’lu yıllardan sonra, heykeltıraşlarımız eserlerini üretmeye daha etkin bir şekilde
başlamışlardır.Bu heykeltıraşlar ve eserlerini şöyle sıralayabiliriz:
Ratip Aşir Acudoğlu:
- *Ankara Ziraat Fakültesi Atatürk Anıtı
- *Erzincan İnönü Anıtı
- *İzmir Menemen Kubilay Anıtı
Kenan Yontuç:
- *Edirne Atatürk Anıtı
- *Elazığ Atatürk Anıtı
- *Kayseri Atatürk Anıtı
Zühtü Müridoğlu:
- *Anıtkabir Kabartmaları
- *İstanbul Barbaros Anıtı
Ali Hâdi Bara:
- *İstanbul Beşiktaş Barbaros Anıtı
- *İstanbul Harbiye Atatürk Anıtı
Nusret Suman:
- *Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Atatürk Anıtı
- *Hacettepe Üniversitesi Mimar Sinan Anıtı
Şadi Çalık:
- *Ankara ODTÜ Atatürk Anıtı
- *İstanbul Beyoğlu Cumhuriyet Anıtı
- *Bitlis Atatürk Anıtı
Kuzgun Acar:
- *Tiyatrolara mask çalışmaları yapmıştır.
Hüseyin Gezer:
- *Antalya Cumhuriyet Anıtı
- *Hacettepe Üniversitesi Atatürk Anıtı
19 ve 20. YÜZYIL TÜRK RESİM SANATI
Türk sanatında Uygur minyatürleriyle başlayan süreç,18.yy. ortalarından itibaren
yerini Batı anlayışında resim sanatına bırakmaya başlamıştır. Bu dönemden itibaren
minyatür sanatının son örneklerinde tekniğin yavaş yavaş değişmeye başladığını görürüz.
Ressamlar ve eserlerini şöyle sıralayabiliriz:
Şeker Ahmet Paşa (1841-1907)
- *Ormanda Geyik
- *Güller
- *Karpuzlu Natürmort
- *Oduncu
- * Kavunlar ve İncirler
- *İhtiyar Adam
- *Laleler ve Fulyalar
Osman Hamdi Bey (1842-1910): Türkiye’de müzeciliği
başlatan ve bu konuda ilk bilimsel çalışmaları yapan
sanatçıdır.
- *Kaplumbağa Terbiyecisi
- *Silah Taciri
- *Kur’an Tilaveti
Hüseyin Zekai Paşa(1860-1919)
- *Gelibolu Mescidi
- *Söğüt Ertuğrul Gazi Türbesi
- *İstanbul Sultan 3. Ahmet Çeşmesi
İbrahim Çallı (1882-1961)
- *Atatürk Portresi
- *İstiklal Savaşı’nda Zeybekler
- *Türbeler
- *Atatürk Portresi
- *İstanbul Limanı
- *Gaziantep Tabakhane Köprüsü
- *Kadir Gecesi Alayı
- *Testili Kadın
- *Alegori
- *Savaş
- *Harman
- *Bursa Ulu Camii
Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği: Cumhuriyet Dönemi’nin ilk sanatçı
topluluğudur.
Ali Avni Çelebi (1904-1993)
- *Maskeli Balo
- *Tarlada Çalışanlar
- *Kahvehane
- *Hücuma Kalkış
Refik Ekipman (1902-1974)
- *Peyzaj
- *Marmara Adası
- *Bağ Bozumu
- *Orman
- *Yaban Ördekleri
Cevat Dereli (1901-1989)
- *Bursa Manzarası
- *Hasat
- *Balık Pazarı
- *Adalar
- *Mevleviler
Hale Asaf (1905-1938)
- *Bursa Manzarası
- *Eşinin Portresi
D Grubu Ressamları: Bu ressamlar Batıda
etkili olan kübizm akımının etkisi altına girmiş
ve o yönde eserlere imza atmışlardır.
Nurullah Berk (1906-1982)
- *Küpçü
- *Oturan Adam
- *Ütü Yapan Kadın
- *İncir Dalında Beyaz Güvercinler
Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975)
- *Beyaz Ev
- *Karadut
- *Çömelmiş Köylü
Zeki Faik İzer (1905-1989)
- *Soyutlama
- *Natürmort
- *Ay Çiçeği
- *İnkılâp Yolunda
- *Düğün Çiçekleri
Nuri İyem (1915-2005)
- *Gecekondu
- *Gecekondu Güzeli
- *Köylü Kadınlar
- *Şile’den Peyzaj
- *Köylü Kadınlar
- *Ünlü Adamlar
- *Köylü
- *Dört Kent
- *Atom Korkusu
- *Mor Çiçek
- *Natürmort
- *Çeşitli Manzaralar
- *Orhan Veli Portresi
- *Saz Çalan
- *Vazo ve Çiçekler
- *Paris Manzaraları
- *Görünüm
Orhan Peker (1928-1978)
- *Torbalı Atlar
- *Balıklar
- *Düğün Alayı
- *Bodrum Evleri
- *Halı Dokuyanlar
Sabri Berkel (1907-1993)
- *Simitçi
- *Yoğurtçu
- *Natürmort
- *Mimar Sinan
- *Kompozisyon
- *Çerçeve
- *Başlıksız
- *Soyut
- *Kubbeler
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
0 Yorumlar