2. ÜNİTE OPTİK ÖZET
1. BÖLÜM AYDINLANMA
2.1.1. Işığın Davranış Modelleri
18. yüzyılın sonlarında bilim insanları ışığın ya gözlenmekte
olan cisim tarafından yayılan ya da gözlemcinin
gözlerinden çıkan parçacıklar olduğunu kabul ediliyorlardı.Işığın parçacıklardan oluştuğunu savunan parçacık
teorisinin en önemli kurucularından biri Isaac Newton
(Ayzek Nivtın)’dır. Newton, parçacıkların ışık kaynağından
yayıldığını ve bu parçacıkların göze girerek görme
duygusu uyandırdığı fikrini ortaya atmıştır. Birçok bilim
insanı tarafından kabul edilen Newton’ın bu teorisi ışığın
yansıma ve kırılmasını açıklayabilmektedir.
Newton’ın yaşadığı dönemde ışıkla ilgili başka bir teori
daha ortaya atılmıştı. Bu teoriye göre ışık bir tür dalga
hareketi olabilirdi. 1678’de Hollandalı fizikçi ve astronom
Christiaan Huygens (Kıristiyan Huygens,ışığın dalga teorisinin yansıma ve kırılmayı açıklayabildiğini
gösterdi. Huygens’in ışığın dalga teorisi olarak isimlendirilen
bu teorisi diğer bilim insanları tarafından hemen kabul
edilmedi. Bunun nedenini şöyle açıklamaktaydılar: "Eğer
ışık dalga olsaydı, dalgalar engellerin çevresinde bükülecekler;
böylece köşelerin çevresini görebilecektik." Ancak
günümüzde yapılan deneyler sonucunda ışığın cisimlerin
kenarlarında büküldüğü bilinmektedir. Bu olay kırınım
olarak adlandırılmaktadır.
2.1.2. Işık Şiddeti, Işık Akısı ve Aydınlanma Şiddeti
Çevremizdeki varlıkları görmek için gerekli olan ışığın bir kaynaktan yayıldığını biliyoruz. Işık kaynaklarına
Güneş, yıldızlar, mum, evlerimizi ve sokaklarımızı aydınlatmak
için kullanılan ampuller örnek olarak verilebilir.
Işık Şiddeti: Işık bir enerji biçimidir. Bir kaynaktan birim
zamanda yayılan ışık enerjisine o kaynağın ışık şiddeti
denir. Işık şiddeti I sembolü ile gösterilir ve SI’da birimi
candela (cd)’dır.
Işık Akısı: Bir ışık kaynağının karşısına yerleştirilen
yüzey üzerine düşen ışık ışını miktarına ışık akısı adı verilir.
Işık akısı, kaynağın ışık şiddeti ile doğru orantılıdır. Işık akısı Ф (fi) sembolü ile gösterilir ve SI’da birimi
lümen (lm)’ dir.
Lümen, yarıçapı 1m olan bir kürenin merkezine konmuş
ışık şiddeti 1 cd olan kaynağın, kürenin merkezine
konmuş ışık şiddeti 1 cd olan kaynağın, kürenin yüzeyindeki
1 "m2
" ’lik alandaki ışık akısı miktarıdır.
Aydınlanma Şiddeti: Birim yüzeye dik olarak düşen
ışık akısına aydınlanma şiddeti denir. Aydınlanma şiddeti
E sembolü ile gösterilir ve SI’da birimi lüks (lx)’tür. Yüzey
alanı A olan bir yüzeyde meydana gelen aydınlanma şiddeti
ile ışık akısı arasında E = Φ
---
A ilişkisi vardır.
Aydınlanma şiddeti nelere bağlıdır?
- Dünyamız doğal bir ışık kaynağı olan Güneş’ten gelen ışık ışınları ile aydınlanır. Yıldızlar ise Güneş’e göre Dünya’dan çok uzakta olduğu için dünyayı aydınlatamaz.
- Aydınlanma şiddetinin kaynağın yüzeyden olan uzaklığının karesi ile ters orantılı olduğunu göstermiştir. Buna göre; yüzeyin kaynaktan uzaklığı (d) iki kat attırılırsa aydınlanma şiddeti dört kat azalır.
Yukarıda verilen bilgilere göre bir noktada meydana gelen
aydınlanma şiddeti matematiksel olarak;
E = I
--- cosα
d2
2. BÖLÜM GÖLGE
2.2.1. Saydam, Yarı Saydam ve Saydam Olmayan
Maddelerin Işık Geçirme Özellikleri
1. Saydam maddeler:
Üzerine düşen ışığın tamamını
geçiren maddelerdir. Cam, su ve hava saydam maddelere
örnek olarak verilebilir.
2. Yarı saydam maddeler:
Üzerine düşen ışığın bir kısmını
geçiren, bir kısmını tutan ya da yansıtan maddelerdir.
Buzlu cam, yağlı kâğıt ve naylon yarı saydam maddelere
örnek olarak verilebilir.
3. Saydam olmayan maddeler:
Üzerine düşen ışığı geçirmeyen maddelerdir. Bu maddeler üzerine düşen ışığın
tamamını tutar ya da yansıtır. Saydam olmayan maddeler
opak olarak da isimlendirilir. Tahta, beton ve metal levha
saydam olmayan maddelere örnek olarak verilebilir.
2.2.2. Gölge Olayı
Işık doğrular boyunca yayılırken bir engelle karşılaşması engelin arkasında gölgelerin oluşmasına neden olur.
Noktasal bir ışık kaynağının önüne konulan saydam olmayan
topun gölgesi, topun şekline benzer. Perde üzerinde oluşan gölge türüne tam gölge adı verilir.
Eğer top, küresel bir ışık kaynağının önüne yerleştirilmişse
perde üzerinde hem tam gölge hem de yarı karanlık
bölgeler oluşur. Yarı karanlık bu bölgelere yarı gölge adı
verilir.
Tam ve yarı gölgenin büyüklüğü nasıl değişir?
Perde üzerinde oluşan tam ve yarı gölgenin büyüklüğü,
kaynak-cisim arasındaki uzaklığa ve perde-cisim arasındaki
uzaklığa göre değişir.
Peki, ışık kaynağı cisimden büyük olursa ne olur?
Işık kaynağı engelden büyük olduğunda farklı büyüklüklerde
gölgeler oluşur. Bu duruma en iyi örnek Güneş ve
Ay tutulması olayıdır.Ay’ ın gölge konisi
Dünya üzerine düşer. Gölge konisi içindeki bir noktadan
Güneş’e bakan gözlemci Güneş’i göremez. Bu olaya Güneş tutulması denir.
Dünya’nın gölge konisi Ay’ın üzerine düşerse Ay, tam gölge içerisinde kalır. Gölge konisi içerisinden
Ay’a bakan gözlemci Ay’ı göremez. Bu olaya Ay
tutulması denir.
3. BÖLÜM YANSIMA
2.3.1. Işığın Yansıması
Işık kaynağından
çıkan ışık ışınlarının bir yüzeye çarpıp doğrultu
değiştirerek geldiği ortama geri dönmesi olayına yansıma
denir. Işığın madde ile etkileşiminin diğer bir
sonucu da yansıma olayıdır.
Çevremizdeki cisimleri görmemiz de yansıma olayının
sonucudur. Cisimler üzerinden yansıyan ışık ışınları gözümüze gelerek cisimleri görmemizi sağlar. Işığın yansıdığı
yüzeye, yansıtıcı yüzey; yansıtıcı yüzeye çarpan ışına, gelen
ışın; yansıtıcı yüzeyden etrafa dağılan ışına da yansı-
yan ışın adı verilir.
Yansıma Yasaları
1. Gelen ışın, yüzey normali ve yansıyan ışın aynı düzlemdedir.
2. Gelen ışının yüzey normali ile yaptığı açı (α), yansı-
yan ışının yüzey normali ile yaptığı açıya (β) eşittir.
Düzgün Yansıma:
Birbirine paralel olarak yüzeye çarpan
ışınlar yansıdıktan sonra paralellikleri bozulmuyorsa bu
tür yansımaya düzgün yansıma adı verilir.
Dağınık Yansıma:
Birbirine paralel olarak yüzeye çarpan
ışınların yansıdıktan sonra paralellikleri bozuluyorsa bu
tür yansımaya dağınık yansıma adı verilir.
4. BÖLÜM DÜZLEM AYNA
Işık ışınları cilalı ve arkası sırlı cam yüzeyine çarptığında
neredeyse tamamı geri yansır. Bu tür yüzeylere ayna
adı verilir. Yüzeyi düz ve pürüzsüz olan aynalara düzlem
ayna denir.
2.4.1. Düzlem Aynada Görüntü Oluşumu
Düzlem aynalar düz ve pürüzsüz bir yüzeye sahiptir. Bu
nedenle düzlem ayna yüzeyinde düzgün yansıma meydana
gelir. Bir düz aynanın karşısında durup aynaya baktığımızda kendimizi ve çevremizdeki bazı varlıkları görebiliriz.
Aynada gördüklerimiz, aynanın önünde bulunan
cisimlerin görüntüsüdür.
Peki, düzlem aynada görüntü nasıl oluşur ve görüntünün
özellikleri nelerdir?
Düzlem aynada bir noktanın görüntüsünü bulmak için
o noktadan aynaya en az iki ışının çizilip yansıtılması gerekir.
Noktasal cisimden çıkarak düzlem aynadan yansıyan
ışınların kendileri değil ayna gerisinde uzantıları çakışır.
Bu nedenle noktasal cismin görüntüsü düz aynanın arkasında
ve sanal olarak oluşur.
Düzlem aynada bir cismin oluşan görüntüsünün özelliklerini
aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Görüntünün boyu cismin boyuna eşittir.
- Görüntü cisme göre düzdür.
- Görüntü sanaldır.
- Görüntünün aynaya uzaklığı cismin aynaya olan uzaklığına eşittir.
Düzlem aynaya bakan bir gözlemcinin, aynada görebildiği
bölgeye görüş alanı denir.
Düzlem aynanın görüş alanı iki farklı yöntemle bulunabilir:
- Aynanın uçlarından yansıdıktan sonra gözlemcinin gözüne ulaşan ışık ışınları çizilir. Yansıyan bu iki ışık ışını arasında kalan bölge, gözlemcinin o aynada görebileceği görüş alanıdır.
- Gözlemcinin bulunduğu G noktasının düzlem aynadaki görüntüsünün (G') yeri belirlenir. Görüntünün bulunduğu yerden aynanın uçlarına ışınlar çizilir. Bu iki ışın arasında kalan bölge, gözlemcinin o aynada görebileceği görüş alanıdır.
Işık bir cisimle etkileştiğinde cisim tarafından soğurulabilir ya da yansıtılabilir. Bir cismin
hangi renkte göründüğü cisimden yansıyan ışığın hangi dalga boyunda olduğuyla ilişkilidir.
Eğer bir cisim yüzeyine çarpan bütün dalga boylarındaki ışığı yansıtıyorsa
beyaz görünür. Ancak aynalar için durum biraz daha farklıdır. Karşısına koyulan cisim
hangi renkteyse ayna o renkte görünür. Çünkü aynalar yüzeylerine çarpan ışığı aynı şekilde
yansıtır, yani aynaya çarpan ışığın gelme ve yansıma açısı aynıdır.
5. BÖLÜM KÜRESEL AYNALAR
2.5.1. Küresel Aynalarda Odak Noktası, Merkez, Tepe
Noktası ve Asal Eksen Kavramları
Yansıtıcı yüzeyi küre şeklinde olan aynalara küresel
ayna denir. Aynanın yansıtıcı yüzeyi, küre kapağının iç
yüzeyi olan aynalara çukur ayna, dış yüzeyi olan aynalara
da tümsek ayna adı verilir.
Asal eksen: Küresel aynanın tam ortasından geçtiği düşünülen ve aynayı ikiye bölen doğru parçasına asal eksen
adı verilir.
Tepe noktası: Asal eksenin aynayı kestiği noktaya tepe
noktası denir ve T sembolü ile gösterilir.
Odak noktası:Küresel aynaların üzerine birbirine paralel
gönderilen ışınların, yansıdıktan sonra kendilerinin ya
da uzantılarının toplandığı noktaya aynanın odak noktası
denir ve F sembolü ile gösterilir. Küresel aynanın tepe
noktası ile odak noktası arasındaki uzaklığa odak uzaklığı
adı verilir ve f sembolü ile gösterilir.
Merkez noktası: Küresel aynalarda küre yüzeyinin merkezi
aynı zamanda küresel aynanın da merkezini oluşturur.
Merkez noktası M sembolü ile gösterilir.
Çukur aynada ışınların yansıması
Aynanın şekli ne olursa olsun ayna yüzeyine çarpan ışın
yansıma yasalarına uyarak yansır. Küresel yüzeylerde yüzey normalinin merkezden geçtiği bilinmektedir. Çukur
ayna yüzeyine çarpan bir ışık ışınının yansımasını çizmek
için ışının aynaya değdiği noktadan merkezden geçen bir
yüzey normali çizilir. Ayna yüzeyine gelen ışık ışınının gelme
açısı yansıma açısına eşit olacak şekilde çizildiğinde,
ışının çukur aynadan yansıması çizilmiş olur.
Çukur aynada özel ışınlar
1. Asal eksene paralel gelen ışınların yansıması
Çukur aynanın asal eksenine paralel gelen ışınlar, yansıdıktan
sonra odak noktasından geçer.
2. Odak noktasından gelen ışınların yansıması
Çukur aynanın odak noktasından gelen ışınlar, asal eksene
paralel olacak şekilde yansır.
3. Merkezden gelen ışınların yansıması
Çukur aynanın merkezinden gelen ışınlar, aynanın yüzey normali üzerinden gelir. Yüzey normali, ayna yüzeyine
dik olduğundan merkezden gelen ışınlar yansıdıktan sonra
geldiği yoldan geri döner .
4. Tepe noktasına gelen ışınların yansıması
Çukur aynanın tepe noktasına çarpan ışınlar için merkezden
çizilen yüzey normali asal eksen ile çakışır. Bu nedenle
tepe noktasına gelen ışın ile yansıyan ışın, asal eksen
ile eşit açı yaparak yansır.
5. Herhangi bir ışının yansıması
Çukur aynaya her zaman yukarıda sıralanan özel ışınlar
gelmez. Aynaya herhangi bir doğrultuda da ışınlar gelebilir.
Böyle bir durumda yansıyan ışınları çizmek için önce
gelen ışına paralel olacak şekilde merkezden geçen doğru
çizilir.
Tümsek aynada ışınların yansıması
Çukur aynada olduğu gibi tümsek ayna yüzeyine çarpan
bir ışık ışınının yansımasını çizmek için ışının aynaya
değdiği noktadan merkezden geçen bir yüzey normali çizilir.
Ayna yüzeyine gelen ışık ışınının gelme açısı, yansıma açısına eşit olacak şekilde çizildiğinde, ışının tümsek aynadan
yansıması çizilmiş olur.
Tümsek aynada özel ışınlar
1. Asal eksene paralel gelen ışınların yansıması
Asal eksenine paralel gelerek tümsek aynaya çarpan
ışınlar, uzantıları aynanın odak noktasından geçecek şekilde
yansır.
2. Uzantısı tümsek aynanın odağından geçecek şekilde
gelen ışınların yansıması
Tümsek aynaya çarpan ışının uzantısı, aynanın odak
noktasından geçiyorsa ışın yansıdıktan sonra asal eksene
paralel olacak şekilde yansır.
3. Uzantısı tümsek aynanın merkezinden geçecek şekilde
gelen ışınların yansıması
Küresel yüzeylerin yüzey normalinin merkezden geçtiğini ifade etmiştik. Buna göre; tümsek aynaya çarpan ışının uzantısı, aynanın merkez noktasından geçiyorsa ışın
geldiği yoldan geri döner.
4. Tümsek aynanın tepe noktasına gelen ışınların
yansıması
Tümsek aynanın tepe noktasına çarpan ışınlar için
merkezden çizilen yüzey normali asal eksen ile çakışır. Bu
nedenle tepe noktasına gelen ışın ile yansıyan ışın asal eksen
ile eşit açı yaparak yansır.
5. Herhangi bir ışının yansıması
Tümsek aynaya her zaman yukarıda sıralanan özel
ışınlar gelmez. Aynaya herhangi bir doğrultuda da ışınlar
gelebilir. Böyle bir durumda yansıyan ışınları çizmek için
önce gelen ışına paralel olacak şekilde merkezden geçen
doğru çizilir. Tümsek aynanın odak noktasından dik doğrultuda çizilen ikinci bir doğrunun kestiği nokta, aynanın
ikincil odak noktasıdır. Herhangi bir doğrultuda tümsek
aynaya gelen ışınlar, yansıdıktan sonra ikincil odaktan geçer.
2.5.2. Küresel Aynalarda Görüntü Oluşumu
Küresel aynalarda görüntü oluşumu, düzlem aynalarda
görüntü oluşumu ile aynıdır. Bir cismin küresel aynada
oluşan görüntüsünü çizerken yine cismin herhangi
bir noktasından aynaya iki ışın çizilir. Yansıyan ışınların
kendilerinin ya da uzantılarının çakıştığı yerde görüntü
oluşur.
Tümsek aynada herhangi bir ışının yansımasının çizimi
için yansıma yasalarından da yararlanılabilir.
Çukur aynada görüntü oluşumu
1. Sonsuzdaki cismin görüntüsü
Çukur aynadan sonsuz uzaklıkta bulunan cisimden gelen
ışınlar, yaklaşık olarak aynanın asal eksenine paralel
gelir. Çukur aynaya paralel gelen ışınlar, yansıdıktan sonra aynanın odağından geçer. Bu durumda çukur aynadan
sonsuz uzaklıkta bulunan cismin görüntüsü, odak noktasında
nokta şeklinde ve gerçek olarak oluşur.
2. Sonsuz ve merkez noktası arasındaki cismin görüntüsü
Çukur aynanın merkez noktasının dışında bulunan KL
cisminden gönderilen özel ışınlar, aynadan yansıdıktan
sonra merkez nokta ile odak noktası arasında kesişir. Oluşan görüntü; ters, gerçek ve boyu cismin boyundan küçüktür.
3. Merkezdeki cismin görüntüsü
Çukur aynanın merkezinde bulunan KL cisminden
gönderilen ışınlar aynadan yansıdıktan sonra geldiği yoldan
geri dönerek merkezde kesişir. Oluşan görüntü; ters,
gerçek ve boyu cismin boyuna eşittir.
4. Merkez ve odak noktası arasındaki cismin görüntüsü
Çukur aynanın merkez ve odak noktası arasında bulunan
KL cisminden gönderilen özel ışınlar, aynadan yansıdıktan
sonra merkez noktasının dışında kesişir. Oluşan
görüntü; ters, gerçek ve boyu cismin boyundan büyüktür.
5. Odaktaki cismin görüntüsü
Odak noktasında bulunan bir cisimden aynaya gelen
ışınlar, aynadan yansıdığında birbirine paralel olur. Paralel ışınların sonsuzda kesiştiği varsayılır ve
görüntüsü sonsuzda oluşur. Aynada gözlemlenen görüntü
belirsizdir.
6. Ayna ile odak arasındaki cismin görüntüsü
Ayna ile odak noktası arasındaki cismin görüntüsü,
ayna arkasında yansıyan ışınların uzantısı kesişerek oluştuğundan sanaldır. Ayrıca görüntü cisimden büyük ve cisme
göre düzdür.
ÇUKUR AYNADA GÖRÜNTÜ ÖZELLİKLERİ
Tümsek Aynada Görüntü Oluşumu
Eşit boydaki K ve L cisimlerinin uçlarından çıkıp asal
eksene paralel ışın ile tepe noktasına gelen ışınların aynadan
yansımasıyla, yansıyan ışınların uzantılarının ayna
gerisinde kesiştiği noktada cisimlerin görüntüsü oluşur.
Günlük yaşantımızda küresel aynalarla oldukça sık karşılaşırız. Örneğin; keskin virajlı yollarda karşıdan geleni
görmek için köşelerde tümsek ayna kullanılır.
Yemek yerken kullandığımız kaşıkların dış yüzeyi tümsek,
iç yüzeyi çukur ayna gibidir.
Yine günlük yaşamda kullandığımız metal çaydanlık,
tencere ve tabakların da tümsek olan yüzeyleri tümsek
ayna, çukur olan yüzeyleri ise çukur ayna gibidir.
6. BÖLÜM KIRILMA
2.6.1. Işığın Kırılması
Işığın, bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama
geçerken doğrultu değiştirmesine ışığın kırılması denir.
Işık farklı iki saydam ortamın ayırıcı yüzeyine
geldiğinde ikinci ortama geçerken hepsi ikinci ortama
geçmez, bir kısmı yansıyarak geldiği ortama geri dönerken,
bir kısmı soğurulur. İkinci ortama geçen ışık ilk geldiği
doğrultudan farklı bir yönde hareket eder. Işığın bu davranışı, dalgalar ünitesinde işlediğimiz su dalgalarının
farklı derinlikteki ortamlardan geçişi sırasında
dalgaların kırılma olayı ile benzerdir.
*Doğrusal su dalgalarının derin ortamdan sığ ortama
geçerken hızı ve dalga boyu değişir. Işığın hava ortamından
su ortamına geçişi de aynı özellikleri gösterir. Işığın
kırılması olayında ışığın geldiği ortama 1. ortam, iletildiği
ortama da 2. ortam adı verilir.
Kırılma Yasaları
1. Yasa: Işık kırılırken gelen ışın, yüzey normali ve kırılan
ışın aynı düzlem üzerinde kalır.
2. Yasa: Gelme açısının sinüsünün kırılma açısının sinüsüne oranı sabittir. Bu ifadeye Snell Yasası ya da Kırılma
Yasası denir.
Işığın boşluktaki hızının saydam ortamdaki hızına oranına,
o ortamın mutlak kırıcılık indisi denir.Mutlak kırıcılık indisi "n" sembolü ile gösterilir.
Bir ortamın, hava ortamı dışında başka bir saydam ortama
göre kırıcılık indisine bağıl kırılma indisi adı verilir.Işık ışınları birinci ortamdan ikinci ortama geçerken bağıl
kırılma indisi n12 ile gösterilir ve 2. ortamın 1. ortama göre
bağıl kırılma indisi olarak ifade edilir.
Bir ortamın ışık dalgalarını yavaşlatma miktarı, ortamın
cinsine bağlıdır ve optik yoğunluk adı verilen bir
nicelik ile ifade edilir.
2.6.2. Tam Yansıma Olayı ve Sınır Açısı
Kabın içerisindeki sıvıya tek renkli ışık üreten kaynaktan
çıkan ışık ışınları yönlendirildiğinde ışınların hava ortamına
çıkamadığı, sıvı yüzeyinden geri yansıdığı görülüyor.Bu durum her zaman gözlemlenmez. Sadece belirli gelme
açısından büyük gelme açılarında ışık ışınları çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçemez, yansıyarak geldiği
ortama geri döner. Bu olaya tam yansıma olayı denir.
Işık ışınının çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçerken
kırılma açısının 90° olduğu gelme açısına sınır açısı
denir.Sınır açısından büyük gelme açılarında ışık ışınları
tam yansıma yapar. Farklı ortamlar için sınır açısı değeri
farklıdır
2.6.3. Görünür Uzaklık
Bir cam bardakta su içerisindeki metal paraya baktığımızda onu olduğu yerden daha yukarıda görürüz.Bunun nedeni bulunduğumuz yer ile paranın
farklı saydam ortamlarda bulunmasından dolayı ışığın
kırılmasıdır.
Gözlemci ve cisim farklı saydam ortamlarda bulunduğunda, cismin gözlemciden olan uzaklığı gerçek uzaklık,
görüntünün gözlemciden uzaklığı ise görünen uzaklık ya
da görünen derinliktir. Görünen derinlik (görünen uzaklık),
gözün bakış açısına (α), saydam ortamın derinliğine
yani gözlemci ile cisim arasındaki saydam ortamın kalınlığına ve saydam ortamın kırıcılık indisine bağlıdır.
Cisim saydam ortamda, gözlemci hava ortamında bulunuyorsa;
- Saydam ortamın yüzeyine daha yatık bakılırsa (α açısı büyük olursa) göze gelen ışınların uzantısı daha yukarıda kesişeceğinden görünen derinlik azalır yani cisim daha yukarıda görünür. Bir başka deyişle bakış açısı büyüdükçe görünen derinlik (h) küçülür.
- Saydam ortamın kalınlığı (d) ve gözlemcinin saydam ortamdan uzaklığı artarsa ışınlar cisimden daha uzakta kırılacağından görüntü daha yukarıda oluşur. Diğer bir deyişle, gözlemci ile cisim arasındaki saydam ortamların kalınlığı artarsa görünen derinlik (h) azalır yani cisim daha yakın görünür.
- Cisimle gözlemci arasındaki saydam ortamın kırıcılık indisi büyük olursa ışınların havaya çıkış açısı (α) daha büyük olacağından cisim daha yukarda görülür. Yani görünen uzaklık (görünen derinlik) azalır.
Cismin bulunduğu saydam ortamın yüzeyi her zaman
düz olmayabilir. Görünen derinlik saydam ortam yüzeyinin
eğriliğine de bağlıdır.
Gözlemci saydam ortamda, cisim hava ortamında bulunuyorsa
cismin görüntüsü nasıl görünür?
Cisimden çıkarak göze gelen ışık ışınları hava ortamından
saydam ortama girdiği için normale yaklaşarak kırılır.
Gözlemcinin gözüne ulaşan ışınların uzantısı cisimden
yukarıda bir noktada kesiştiği için, cisim bulunduğu yerden
daha yukarıda görülür. Buna göre çok yoğun ortamda
bulunan gözlemci, az yoğun ortamdaki cisme baktığında
onu kendinden uzaklaşmış görür.
7. BÖLÜM MERCEKLER
2.7.1. Merceklerin Çeşitleri ve Özellikleri
En az bir yüzeyi küresel şekilde olan ve ışığın farklı saydam
ortamlardan geçerken yön ve doğrultu değiştirmesinden
yararlanmak amacıyla yapılan araçlara mercek adı
verilir.
Mercekler, şekil ve ışığın mercekteki kırılma biçimine
göre iki çeşittir. Kenarları orta bölgelerine göre ince olan
merceklere ince kenarlı mercekler denir. İnce kenarlı merceğin
arkasından cisimlere bakıldığında cisimlerin daha
büyük bir görüntüsü göründüğünden için bu merceklere
yakınsak mercekler de denir.
Kenarları orta noktasına
göre kalın olan merceklere kalın kenarlı mercekler denir.
Kalın kenarlı merceğin arkasından bakıldığında cisimlerin
görüntüsünü küçülttüğü için bunlar ıraksak mercek
olarak da adlandırılır.
İnce ve kalın kenarlı merceklerde merceğin ortasından
geçen doğrultuya asal eksen denir.
Asal eksene paralel gelen
ışık ışınlarını ince kenarlı mercekler bir noktada toplarken,
kalın kenarlı mercekler sanki bir noktadan geliyormuş
gibi dağıtır.
İnce kenarlı mercekte kırılan ışıkların toplandığı, kalın
kenarlı mercekte kırılarak dağılan ışıkların uzantılarının
kesiştiği noktaya odak noktası adı verilir ve F sembolü
ile gösterilir.
Merceğin odak uzaklığının bağlı olduğu faktörler nelerdir?
Mercekler, küresel yüzeylerin kesiştiği ya da küresel yüzeylerin arasında kalan saydam ortamlardır.
Şekil’deki ince kenarlı merceğin M1
ve M2
ile
gösterilen noktaları, merceği oluşturan küresel yüzeylerin
merkezleridir ve merceğin eğrilik merkezleri olarak
isimlendirilir.
Küresel yüzeylerin R1
ve R2
yarıçaplarına
da merceğin eğrilik yarıçapı denir.
Odak noktası eğrilik
yarıçapı üzerindedir ve optik merkez ile odak noktası arasındaki
uzaklığa odak uzaklığı adı verilir. Odak uzaklığı f
sembolü ile gösterilir (F1
O = f ve OF2
= f).
Bir merceğin odak uzaklığını etkileyen faktörler;
- Bir mercek yüzeyine gelen ışın merceği oluşturan birinci küresel yüzeyin merkezinden geçen yüzey normaline yaklaşarak kırılır. Mercekten çıkarken ise ikinci küresel yüzeyin merkezinden geçen yüzey normalinden uzaklaşarak kırılır.Mercekten çıkarken ise ikinci küresel yüzeyin merkezinden geçen yüzey normalinden uzaklaşarak kırılır. Yapılan deneylerde mercek yüzeyinin eğrilik yarıçapı büyütüldüğünde, küresel yüzeyin M merkez noktası mercekten uzaklaştığı için, ışık ışınlarının asal ekseni daha uzak bir noktada kestiği gözlemlenmiştir. Bu durum; “Mercek yüzeyinin eğrilik yarıçapının büyümesi odak uzaklığının (f) büyümesine neden olur.” şeklinde ifade edilebilir.
- Merceğin yapıldığı maddenin kırıcılık indisi de odak uzaklığını etkiler. Yapılan deneylerde mercek maddesinin kırıcılık indisinin artması kırılan ışığın doğrultusundan daha çok sapmasına dolayısıyla f ' nin küçülmesine neden olduğunu göstermiştir. Bu durum “Merceğin yapıldığı maddenin kırıcılık indisinin büyümesi odak uzaklığını küçültür.” şeklinde ifade edilebilir.
- Merceğin odak noktasını etkileyen faktörlerden bir diğeri de mercek yüzeyine gelen ışığın rengidir. Yapılan deneylerde bir merceğe gönderilen farklı renkteki ışık ışınlarının mercekte kırıldıktan sonra farklı noktalarda asal ekseni kestiği gözlemlenmiştir. Bu durum “Merceğin odak uzaklığı merceği geçen ışığın rengine bağlıdır.” şeklinde ifade edilebilir.
Merceklerdeki özel ışınlar ile küresel aynalardaki özel
ışınlar ve görüntü oluşumu birbirlerine oldukça benzerdir.
İnce kenarlı mercekte özel ışınlar ve görüntü oluşumu
1. Asal eksene paralel olarak merceğe gelen ışınlar, odak
noktasından geçecek şekilde kırılır.
2. Odak noktasından geçerek merceğe gelen ışınlar, kırılarak
asal eksene paralel olarak gider.
3. Optik merkezden geçerek merceğe gelen ışınlar kırılmaya
uğramaz.
4. İnce kenarlı merceğe gelen herhangi bir ışın, mercekte
kırıldıktan sonra ikincil odak noktasından geçer.
5. İnce kenarlı merceğe asal eksen üzerindeki optik merkezden
2f uzaklıktaki K1
noktasından gelen ışın, kırıldıktan
sonra diğer tarafta asal eksen üzerindeki optik
merkezden 2f uzaklıktaki K2
noktasından geçer.
İnce
kenarlı mercek önünde bulunan cismin görüntü özelliklerini
aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Sonsuzda bulunan cismin görüntüsü, odak noktasında noktasal ve gerçek olarak oluşur.
- Merkeze yakın ve merkezin dışında bulunan cismin görüntüsü; merceğin diğer tarafında ikinci merkez – ikinci odak noktası arasında cisimden küçük, ters ve gerçek olarak oluşur.
- Merkezdeki cismin görüntüsü; ikinci merkez noktasında, ters, cisimle aynı boyda ve gerçek olarak oluşur.
- Merkez ve odak noktası arasında bulunan cismin görüntüsü; ikinci merkez noktasının dışında, ters, cisimden büyük ve gerçek olarak oluşur.
- Odak noktasındaki cismin görüntüsü; odaktan geçerek gelen ışınlar kırıldıktan sonra asal eksene paralel olduğu için cismin görüntüsü sonsuzda, ters, gerçek ve noktasaldır.
- Odak noktası–optik merkez arasında bulunan cismin görüntüsü; cismin bulunduğu tarafta, cismin arkasında, cisimden büyük, düz ve sanal olarak oluşur.
Kalın kenarlı mercekte özel ışınlar ve görüntü oluşumu
1. Merceğin asal eksenine paralel olarak gelen ışın, kırılarak uzantısı odak noktasından geçecek biçimde gider.
2. Odak noktasına doğru gelen ışın; mercekte kırıldıktan
sonra asal eksene paralel olarak gider.
3. Optik merkez ışını: Merceğin optik merkezine doğru
gelen tek renkli ışın, kırılmaya uğramadan devam eder.
4. Herhangi bir ışın: Merceğe gelen tek renkli herhangi bir
ışın, mercekten geçerken uzantısı ikincil odak noktasından
geliyormuş gibi kırılır.
5. Uzantısı asal eksen üzerindeki optik merkezden 2f
uzaklıktaki K1
noktasından geçecek şekilde gelen ışın,
kırıldıktan sonra uzantısı merceğin diğer tarafında yine
optik merkezden 2f uzaklıktaki K2
noktasından geçer.
Kalın kenarlı mercek
önünde bulunan cismin görüntü özelliklerini aşağıdaki
gibi sıralayabiliriz:
- Cisim sonsuzda ise görüntü cismin bulunduğu tarafta, sanal ve noktasal olarak oluşur.
- Cisim sonsuz ile optik merkez arasında hangi noktaya konulursa konulsun görüntü optik merkez- odak noktası arasında, sanal, düz ve cisimden küçük olarak oluşur.
8. BÖLÜM PRİZMALAR
2.8.1. Işık Prizmalarının Özellikleri
Kırıcılık indisi büyük ortamdan küçük ortama gönderilen
ışık ışınının, sınır açısından büyük açı ile geldiğinde
tam yansımaya uğrayacağını biliyoruz. Işığın tam yansıma
yapma özelliğinden yararlanarak sistemden çıkan ışınların
doğrultularını değiştirmek mümkün olur. Bu şekilde; birbirine
paralel olmayan iki düzlem arasında kalan saydam
ortama ışık prizması denir.
a) Tam yansımalı prizma
Prizmalar genellikle kırıcılık indisi 1,5 civarında olan saydam maddelerden yapılmıştır. Bu kırıcılık indisine sahip saydam maddelerden geçen ışık için sınır açısı yaklaşık 42°’dir. Bu durumu göz önüne alarak kesiti ikizkenar dik üçgen olan ve tam yansımalı prizma olarak da adlandırlır.
Kesiti ikizkenar dik üçgen şeklinde olan prizmanın dar açılarından biri 45°’dir.
b) Prizmadan Geçen Işığın Renklerine Ayrılması
Işık prizmasına gönderilen beyaz ışık renklerine ayrılır. Işığın kırıldıktan sonra renklerine ayrılmasının nedeni prizmanın her renge farklı kırılma indisi etkisi göstermesindendir. Farklı kırılma indisleri için ışık renklerinin hızları da farklıdır. Hızı en büyük olan ışık kırmızı, en az olan da mordur. Bunun sonucu olarak en az kırılan kırmızı renkli ışık, en çok kırılan da mor renkli ışıktır.
c) Işık Prizmasının Bazı Kullanım Alanları
Fotoğraf ve projeksiyon makinelerinde, periskop,yer dürbünü, tepegöz, mikroskop gibi birçok alette ışık prizması bulunur. Özellikle tam yansımalı prizmalar, optik araçların ana parçaları arasında yer alır.
9. BÖLÜM RENK
2.9.1. Cisimlerin Renkli Görünmesinin Nedeni Nedir?
Güneş ışığı (beyaz ışık) altında cisimlerin kendi renginde görülür. Güneş ışığı altında ya da beyaz ışıkla aydınlatılan bir cisim, üzerine düşen ışığın tamamını yansıtıyorsa bu cisim beyaz, üzerine düşen ışığın tamamını soğuruyorsa siyah görülür.
Renkli cisimler beyaz ışık ve Güneş ışığı altında kendi rengindeki ışığı ve bu renge en yakın renkteki ışınları yansıtır. Yansıyan ışınlar arasında güçlü olan renk yeşil olduğundan cisim yeşil görünür. Aynı cisim üzerine mavi ışık düşürüldüğünde yeşil renkli cisim mavi ışığı tamamen soğurur. Bu nedenle yeşil cisim mavi ışık altında siyah görünür.
Yapılan deneylerde beyaz bir perde üzerine kırmızı, yeşil ve mavi ışık kaynağından çıkan ışınlar düşürüldüğünde bu renkler dışında farklı renkler de elde edilir. Doğada görülen her türlü renk kırmızı, yeşil ve mavi ışıkların değişik oranda karışımıyla oluşur. İşte bu nedenle kırmızı, yeşil ve mavi ışığın ana renkleridir.
Kırmızı ışık + yeşil ışık = Sarı ışık
Yeşil ışık + mavi ışık = Cyan (siyan, yeşilimsi mavi) ışık
Kırmızı ışık + mavi ışık = Magenta ışık (pembemsi kırmızı)
Kırmızı ışık+ mavi ışık+ yeşil ışık = Beyaz ışık
Ana renklerin ikişerli birleşmesinden oluşan, sarı ışık, magenta ışık ve cyan ışık ışığın ara renkleridir. Ara renklerden sarı ışık, kırmızı ve yeşil ışıkların karışımından elde edildiği gibi beyaz ışığın içinde saf sarı ışık da bulunur.
Boya Renkleri
Boya maddeleri (pigmentler) saydam olmayan katı maddelerdir. Bu maddelerin sıvı içerisinde çözünmeleriyle boya adı verilen çözelti oluşur. Boya çözeltisi, üzerine düşen beyaz ışığı oluşturan ana renklerin bazılarını soğurup kalanını geri yansıtır. Diğer bir deyişle boyaların rengi ışığın madde ile etkileşiminin sonucudur.
Yapılan deneyler ışıktaki ara renklerin, boyadaki ana renkleri oluşturduğunu ortaya çıkarmıştır.
Buna göre boya renklerinin karışımıyla elde edilen renkler aşağıdaki gibidir:
Sarı boya + magenta boya = Kırmızı boya
Sarı boya + cyan boya = Yeşil boya
Magenta boya + cyan boya = Mavi boya
Sarı boya + magenta boya + cyan boya = Siyah boya
Işık Filtreleri
Üzerine düşen ışığın bir kısmını geçirip bir kısmını soğuran saydam levhalara ışık filtresi adı verilir. Ana renkteki bir cisimden başka bir ana rengin yansımayıp soğurulduğunu biliyoruz. Işık filtrelerinde de benzer bir durum gözlemlenir. Ana renkteki bir ışık filtresi başka bir ana renkteki ışığı geçirmez, soğurur.
a) Tam yansımalı prizma
Prizmalar genellikle kırıcılık indisi 1,5 civarında olan saydam maddelerden yapılmıştır. Bu kırıcılık indisine sahip saydam maddelerden geçen ışık için sınır açısı yaklaşık 42°’dir. Bu durumu göz önüne alarak kesiti ikizkenar dik üçgen olan ve tam yansımalı prizma olarak da adlandırlır.
Kesiti ikizkenar dik üçgen şeklinde olan prizmanın dar açılarından biri 45°’dir.
b) Prizmadan Geçen Işığın Renklerine Ayrılması
Işık prizmasına gönderilen beyaz ışık renklerine ayrılır. Işığın kırıldıktan sonra renklerine ayrılmasının nedeni prizmanın her renge farklı kırılma indisi etkisi göstermesindendir. Farklı kırılma indisleri için ışık renklerinin hızları da farklıdır. Hızı en büyük olan ışık kırmızı, en az olan da mordur. Bunun sonucu olarak en az kırılan kırmızı renkli ışık, en çok kırılan da mor renkli ışıktır.
c) Işık Prizmasının Bazı Kullanım Alanları
Fotoğraf ve projeksiyon makinelerinde, periskop,yer dürbünü, tepegöz, mikroskop gibi birçok alette ışık prizması bulunur. Özellikle tam yansımalı prizmalar, optik araçların ana parçaları arasında yer alır.
9. BÖLÜM RENK
2.9.1. Cisimlerin Renkli Görünmesinin Nedeni Nedir?
Güneş ışığı (beyaz ışık) altında cisimlerin kendi renginde görülür. Güneş ışığı altında ya da beyaz ışıkla aydınlatılan bir cisim, üzerine düşen ışığın tamamını yansıtıyorsa bu cisim beyaz, üzerine düşen ışığın tamamını soğuruyorsa siyah görülür.
Renkli cisimler beyaz ışık ve Güneş ışığı altında kendi rengindeki ışığı ve bu renge en yakın renkteki ışınları yansıtır. Yansıyan ışınlar arasında güçlü olan renk yeşil olduğundan cisim yeşil görünür. Aynı cisim üzerine mavi ışık düşürüldüğünde yeşil renkli cisim mavi ışığı tamamen soğurur. Bu nedenle yeşil cisim mavi ışık altında siyah görünür.
Yapılan deneylerde beyaz bir perde üzerine kırmızı, yeşil ve mavi ışık kaynağından çıkan ışınlar düşürüldüğünde bu renkler dışında farklı renkler de elde edilir. Doğada görülen her türlü renk kırmızı, yeşil ve mavi ışıkların değişik oranda karışımıyla oluşur. İşte bu nedenle kırmızı, yeşil ve mavi ışığın ana renkleridir.
Kırmızı ışık + yeşil ışık = Sarı ışık
Yeşil ışık + mavi ışık = Cyan (siyan, yeşilimsi mavi) ışık
Kırmızı ışık + mavi ışık = Magenta ışık (pembemsi kırmızı)
Kırmızı ışık+ mavi ışık+ yeşil ışık = Beyaz ışık
Ana renklerin ikişerli birleşmesinden oluşan, sarı ışık, magenta ışık ve cyan ışık ışığın ara renkleridir. Ara renklerden sarı ışık, kırmızı ve yeşil ışıkların karışımından elde edildiği gibi beyaz ışığın içinde saf sarı ışık da bulunur.
Boya Renkleri
Boya maddeleri (pigmentler) saydam olmayan katı maddelerdir. Bu maddelerin sıvı içerisinde çözünmeleriyle boya adı verilen çözelti oluşur. Boya çözeltisi, üzerine düşen beyaz ışığı oluşturan ana renklerin bazılarını soğurup kalanını geri yansıtır. Diğer bir deyişle boyaların rengi ışığın madde ile etkileşiminin sonucudur.
Yapılan deneyler ışıktaki ara renklerin, boyadaki ana renkleri oluşturduğunu ortaya çıkarmıştır.
Buna göre boya renklerinin karışımıyla elde edilen renkler aşağıdaki gibidir:
Sarı boya + magenta boya = Kırmızı boya
Sarı boya + cyan boya = Yeşil boya
Magenta boya + cyan boya = Mavi boya
Sarı boya + magenta boya + cyan boya = Siyah boya
Işık Filtreleri
Üzerine düşen ışığın bir kısmını geçirip bir kısmını soğuran saydam levhalara ışık filtresi adı verilir. Ana renkteki bir cisimden başka bir ana rengin yansımayıp soğurulduğunu biliyoruz. Işık filtrelerinde de benzer bir durum gözlemlenir. Ana renkteki bir ışık filtresi başka bir ana renkteki ışığı geçirmez, soğurur.
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
0 Yorumlar