5. BÖLÜM DOĞAL SİSTEMLER
1.5. ATMOSFER VE İKLİM
1.5.1 ATMOSFER VE HAVA OLAYLARI
Yer çekiminin etkisiyle dünyayı çepeçevre saran, şekil olarak küreye benzeyen gaz tabakasına atmosfer denir.
- Atmosfer adı verilen hava küre çeşitli gazların bir araya gelmesiyle oluşan bir karışımdır.
- Bu karışımdaki gazların % 78’ini azot % 21’ini ise oksijen oluşturur. Kalan %1’lik bölümü ise diğer (karbondioksit, neon, helyum, kripton, ksenon, hidrojen gibi ) gazlar oluşturmaktadır.
- Atmosferde her zaman bulunan ve miktarları kolay kolay değişmeyen gazlar (azot, oksijen ve diğer asal gazlar).
- Atmosferde devamlı bulunan miktarları yere ve zamana göre değişen gazlar (karbondioksit ve su buharı).
- Atmosferde her zaman bulunmayan gazlar (kirleticiler, tozlar, ozon).
- Ekvator’ da yer çekiminin az, kutuplarda çok olması,
- Ekvator’ da ısınan havanın yükselmesi, kutuplarda soğuyan havanın aşağıya çökmesi,
- Ekvator’ da hızlı dönen dünyanın gazları dışarı doğru fazla savururken, kutuplarda yavaş dönmesi ve savrulmanın az olmasıdır.
- İçerisinde yaşam için gerekli olan gaz karışımını bulundurur.
- Güneşten gelen ısıyı tutarak Dünya’nın aşırı ısınmasını ve soğumasını engeller.
- Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak, karanlık yerlerin aydınlık olmasını sağlar.
- İçindeki hava akımları sayesinde yeryüzündeki sıcaklık ve nem dengesinin korur.
- Güneşten gelen zararlı ışınları (ultraviyole ) süzerek canlıları korur.
- Isıyı ve sesi iletir.
- İklim olaylarının meydana gelmesine olanak verir.
- Uzaydan gelen meteorların parçalanmasını sağlayarak Dünya’ yı göktaşlarından korur.
- Güneş’ten gelen ışınları kırarak sıcaklığı ve ışığı oluşturur, gökyüzünün mavi görünmesini sağlar.
- Dünya ile beraber döndüğü için eksen hareketini hissettirmez. Ayrıca Dünya'nın dış yüzeyinde oluşabilecek yanmaları önler.
Atmosferin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
- İç içe geçmiş 5 farklı katmandan oluşur.
- Farklı gazların bir araya gelmesiyle oluşan karışımlı yapısı vardır
- Yerden yansıyan ışınlarla ısındığından yerden yükseldikçe sıcaklık düşer.
- Ekvator’da daha kalın kutuplar üzerinde daha incedir.
- Yer çekiminin etkisiyle Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeyi ve yangınlar çıkmasını engeller.
Troposfer
- Atmosferin yere dokunan en alt katmanıdır
- Su buharının %100’ ü, diğer gazların % 75’ i troposferdedir.
- Canlı yaşamı yalnızca bu katmanda görülür.
- Yer çekiminin fazla olmasına bağlı olarak gazların en yoğun olduğu katmandır.
- İklim olayları yalnızca bu katmanda oluşur (bulut, kar, yağmur …)
- Yerden yükseldikçe her 100 m de 0,5° C sıcaklık düşer.
- Yatay ve dikey hava akımları bu katmanda görülür
- Ekvator üzerinde daha kalın (16-20 km), kutuplar üzerinde daha incedir(8-10km).
- Atmosferin ikinci katmanıdır.
- Güneş ışınlarının en az tutulmaya uğradığı katmandır–50º C
- Ekvator üzerinden kutuplara doğru çok şiddetli hava akımları gerçekleşir. (Jet rüzgârlar)
- Gaz yoğunluğu azdır.
- Üst sınırı 45–50 kilometreye kadar çıkar.
- Su buharı bulunmadığından gökyüzü hep açıktır. (kıtalar arası uçaklar burada uçar).Troposfer ile stratosfer arasındaki sınıra Trapopoz denir.
Mezosfer
- Atmosferin üçüncü katmanıdır
- Üst sınırı 80–90 km’ye kadar çıkar.
- Yıldız kayması denen meteorların yandığı katmandır.
- Gazların yoğunluğu daha da azalmıştır
- Stratosfer ile mezosfer arasında ozon tabakası yer alır.
- Ozonosferde sıcaklık +85° C civarındadır.
- Yerden itibaren 700 kilometreye kadar çıkar.
- Gaz yoğunluğu daha da azalmıştır.
- Gazların iyonlarına ayrıştığı katmandır
- Atomların parçalanması sonucu açığa çıkan enerji, sıcaklığı +250° C 'ye kadar çıkarır
- Radyo dalgalarını yansıtma özelliğinden dolayı radyo, televizyon haberleşmesine olanak sağlar.
- En dışta bulunan, en kalın katmandır.
- Gaz yoğunluğu en azdır
- Üst sınırı tam olarak belli değildir.
- Uzaya gaz kaçışları yaşanır
- Haberleşme uyduları bu katmanda yer alır.
İklim: Oldukça geniş alanlarda uzun yıllar boyunca (en az 33 yıl) görülen sıcaklık , yağış ve rüzgar gibi hava olaylarının ortalamasına denir.
İklimin oluşumu, dağılışı ve etkilerini inceleyen bilime klimatoloji adı verilir. Örneğin; Antalya'da yaz mevsimleri çok sıcak geçer . Ekvator bölgesinde iklim ve hava durumu birbirine çok benzer.
Hava Durumu: Dar alanlarda etkili olan kısa süreli atmosfer olaylarına denir. Hava olaylarını ve kısa süreli hava değişimlerini inceleyen bilime meteoroloji adı verilir.
İklim ve hava durumu koşullarının doğru ve güvenilir biçimde sınıflandırılması için gözlem (rasat) kayıtlarına ihtiyaç duyulur. Bu gözlem ve rasat kayıtları ne kadar uzun zamanı kapsarsa o kadar güvenilir olur. Gözlem ve rasat çalışmaları 3 başlık altında incelenir:
İstasyon
Çeşitli meteorolojik araçların ve kayıt cihazlarının bulunduğu, hava durumu tahminlerinin yapıldığı merkezlerdir.
Sinoptik Gözlem
Bütün dünya ülkelerinde aynı anda 6 saat arayla günde 4 kez yapılan gözlemlerdir. Bu gözlemlerin temel amacı dünyanın diğer ülkeleriyle paralel, güvenilir meteorolojik tahminler yapmaktır.
Klimatolojik Gözlem
Yerel saatler dikkate alınarak yapılan gözlemlerdir. Bu gözlemler 07.00-14.00-21.00 saatlerinde yapılır ancak her istasyon ihtiyaç ve amaçlarına göre farklı saatlerde de gözlemler yapabilir.
Fenolojik Gözlem
Bitkilerin vejetasyon dönemleri yani bir bitkinin olgunlaşma, çiçek açma, meyve verme gibi süreçleri dikkate alınarak değerlendirildiği iklim araştırma yöntemidir. Örneğin;Ne zaman doğdun? Sorusuna verilen cevap.
1.5.3.1 İklimin Etkileri
İklim, yeryüzündeki canlı yaşamı etkileyen en temel unsur olarak ortaya çıkar. Ayrıca yeryüzünün şekillenmesinde önemli bir rol oynar. İklimin etkilerini üç ana başlık altında toplayabiliriz.
a. İklimin İnsan Üzerine Olan Etkileri
✓ Nüfusunun yeryüzüne dağılışına,
✓ Yerleşme şekillerine ve konut tiplerine,
✓ Beslenme şekillerini ve giyeceklerine,
✓ Fizyolojik yapı ve özelliklerine,
✓ Kültürel faaliyetleri ve özelliklerini etki eder
b. İklimin Ekonomik Hayat Üzerindeki Etkileri
✓ Ulaşım faaliyetlerine,
✓ Sanayi faaliyetlerinin dağılışına,
✓ Konut tiplerini ve kullanılan yapı malzemelerine,
✓ Turizm faaliyetlerine ve türlerine,
✓ Tarımsal faaliyetlere ve yetiştirilen ürünlere,
✓ Ticaret faaliyetlerinin niteliğine etki eder.
c. İklimin Doğal Çevre Üzerindeki Etkileri
✓ Orman ve tarımın üst sınırına,
✓ Denizlerin tuzluluk oranlarına,
✓ Dış kuvvetlere ve etki alanlarına,
✓ Yeryüzünün şekillenmesine,
✓ Taşların çözülme biçimine,
✓ Toprak oluşumuna, tiplerine ve özelliklerine,
✓ Bitki örtüsünün yeryüzüne dağılışına,
✓ Göllerin dağılışı ve sularının kimyasal özelliklerine
✓ Yer üstü ve yer altı su miktarına,
✓ Akarsu debilerine ve rejimlerine,
✓ Hayvan türlerine ve dağılışına,
✓ Erozyon ve heyelan oluşumuna,
✓ Kalıcı kar sınırının yüksekliğine etki eder.
1.5.4. İklim Elemanları
1.5.4.1 Sıcaklık
İklimi oluşturan en temel elemandır. İklimin diğer elemanları olan nemlilik, yağış, basınç ve rüzgâr gibi faktörler sıcaklığın etkisi ile şekillenir.
Isı: Bir kaynakta var olan potansiyel enerjiye denir. Birim olarak kalori kullanılır. Örneğin; kömürde bulunan karbon onun ısı potansiyeldir.
Sıcaklık: Cisimlerde var olan potansiyel enerjinin açığa çıkmış hâline denir.Sıcaklık ölçülebilen bir birimdir. Termometre ile ölçülür. Santigrat derece veya celcius derece olarak ifade edilir. Kömürün içerisindeki kalori potansiyel, kömürün yanmasıyla açığa çıkan enerji sıcaklıktır.
Güneşten Dünya'ya ulaşan bu ışınları sahip olduğu enerjiyi % 100 olarak kabul edersek şu şekilde bir dağılım ortaya çıkar:
✓ % 25' i Atmosferin dış yüzeyine çarparak uzay boşluğuna tekrar yansır. (refleksiyon)
✓ % 25' i Atmosfer içerisinde kırılarak ışığı ve gökyüzünün mavi rengini oluşturur. (difüzyon)
✓ % 15' i Atmosferdeki gazlar tarafından tutulur. (absorbe)
✓ % 8'i tekrar yansımaya uğrar.(albedo ) ✓ % 27’si yerküreyi ısıtır.
a. Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Faktörler
Sıcaklık yeryüzünün her yerine eşit miktarda dağılmamıştır. Dünya’nın bazı alanları yüksek sıcaklık değerlerine sahipken bazı alanlarında sıcaklık değerleri oldukça düşüktür.
Bu nedenler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
b. Sıcaklığın Dünya’ya Dağılışı
Yeryüzünde sıcaklığın genel olarak dağılışına etki eden faktörler vardır. Bu faktörlerin(enlem, denize yakınlık, karasallık,yükselti vb.) ortaya çıkması, sıcaklığın Dünyadaki dağılışını doğrudan etkiler.
Gerçek Sıcaklık: Herhangi bir zaman ve yükseklikte ölçülen sıcaklığa gerçek sıcaklık denir. Termometrenin ölçtüğü sıcaklıktır.
İndirgenmiş Sıcaklık: Bir yerin yükseltisinin 0 m kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına denir. Bir yerin sıcaklığı hesaplanırken o yerin yüksekliği 200’ e bölünür ve elde edilen değer gerçek sıcaklığa eklenerek indirgenmiş sıcaklık bulunur.
Türkiye’ de gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklık arasındaki farkın;
✓ En az olduğu bölge Marmara bölgesi,
✓ En fazla olduğu bölge Doğu Anadolu bölgemizdir.
İzoterm Haritaları: Aynı sıcaklık değerlerini gösteren noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izoterm (eş sıcaklık eğrileri) adı verilir. Sıcaklıkların dağılışını gösteren haritalara İzoterm haritaları adı verilir.
Sıcak dağılışlarını gösteren haritaları, gerçek izoterm haritaları ve indirgenmiş izoterm haritaları olarak iki grupta inceleriz.
1. Gerçek İzoterm Haritaları
- Doğrudan doğruya meteoroloji istasyonlarından gelen veriler ile oluşturulan izoterm haritalarıdır.
- Sıcaklığın yatay dağılışı fazla değişmez fakat yükseltiye bağlı olarak dikey dağılış çabuk değişir.
- Bu bölgelerde kısa mesafede sıcaklık farkı belirgin olarak hissedilir.
- Bu durum gerçek izoterm haritalarında karmaşık bir çizimin ortaya çıkmasına neden olur.
- Anlaşılması zor olduğu için çok fazla kullanılmazlar. İzoterm haritalarında renklendirme yöntemi kullanılır.
- Herhangi bir yerde yükseklik faktörü etkisi ortadan kaldırılarak sanki deniz kıyısındaymış (0 metre)gibi hesap edilmesiyle elde edilen haritalardır.
- Çok karmaşık olmayan nispeten daha düz uzanan çizgilerden oluştuğu için anlaşılması kolay çizimlerdir.
✓ Karasallık,
✓ Okyanus akıntıları,
✓ Kara ve denizlerin dağılışlarıdır
c. Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı
✓ Dünya’nın en sıcak yeri 30° enlemleri çevresidir. Sebebi karasallık ve dinamik yüksek basıncın bu enlemlerde etkili olmasıdır.
✓ Kutup bölgelerinin Dünya’nın en soğuk yerleri olmasının sebebi enlem ve karasallıktır.
✓ Dünya’nın en sıcak ve en soğuk yerlerinin Kuzey yarım kürede yer alması karaların oranının fazla olmasına bağlıdır.
✓ Kuzey yarım kürede izotermler karaların batı kıyılarında kuzeye, doğu kıyılarda güneye doğru saparlar. Güney yarım kürede izoterm eğrileri karaların batısında kuzeye, batı kıyılarında ise güneye doğru sapma gösterirler. Bu durumu sıcak ve soğuk okyanus akıntıları ortaya çıkarır.
✓ Termik Ekvator, Kuzey yarım kürede Ekvator’la dönence arasında yer alır.
*Termik Ekvator, Dünya'nın en sıcak noktalarını birleştiren izoterm eğrisine denir. Termik Ekvator eğrisi Ekvator dairesinin ortalama olarak 8°C kuzeyinde bulunur. Termik Ekvator Dünya'nın en sıcak çizgisi olarak kabul edilir.
d. Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı
✓ Ocak ayında Kuzey yarım kürede kış, Güney yarım kürede yaz mevsimi yaşanmaktadır.
✓ En yüksek sıcaklıklara Oğlak Dönencesi çevresindeki karaların iç kısımlarında (Brezilya,Güney Afrika ve Avustralya’ nın iç kesimleri) rastlanır.
✓ En düşük sıcaklıklara ise Kuzey yarım kürede Sibirya’ nın iç kısımlarında rastlanmasının sebebi karasallıktır.
✓ İzoterm eğrileri Asya ve Kuzey Amerika’nın iç kısımlarında güneye doğru, okyanus kenarlarında kuzeye doğru saparlar.
✓ Güney yarım kürede izotermler karalar üzerinde kuzeye, denizler üzerinde güneye doğru saparlar. ✓ Güney yarım kürede izoterm eğrileri daha düz uzanır.
e. Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı
✓ Güneş ışınları Kuzey yarım küreye dik geldiği için KYK’ de yaz , GYK’ de kış mevsimi yaşanır.
✓ Dünyanın en sıcak yerleri KYK’ de Yengeç Dönencesi ve çevresidir (Kuzey Afrika, Arabistan , İç Asya ve Kuzey Amerika’nın iç kısımları).
✓ Dünyanın en soğuk yerleri Güney kutup dairesi ve çevresidir (Antartika).
✓ İzotermler KYK' de kuzeye , GYK’ de güneye doğru saparlar.
✓ GYK’ de denizler geniş yer kapladığından sıcaklık ortalamaları aşırı düşmez. İzoterm eğrileri de daha düzenli uzanış gösterir.
1.5.4.2 Basınç ve Rüzgârlar
Atmosfer’ in kelime anlamı hava küre’ dir. İçinde pek çok gazın bulunduğu karışımdır.
Her maddenin olduğu gibi gazların da bir ağırlığı vardır. Yer çekiminin de etkisiyle yoğun olan gazlar yere yakın bulunur ve birim alana uyguladığı basınç artar. Buna hava basıncı denir. Basıncı ölçen alete barometre denir. Basıncı sürekli ölçüp kaydeden araca ise ‘‘baragraf’’denir.
a. Basıncın Çeşitleri
Normal Atmosfer Basıncı
45° enlemlerinde,deniz seviyesinde (0 m) ve 15º sı- caklıkta 1cm² lik yüzeye atmosfer’deki gazların yaptığı ağırlığa normal atmosfer basıncı denir.
- Normal atmosfer basıncını ilk olarak ölçen bilim adamı Toriçelli’ dir.
- Toriçelli’ nin ölçümleri sonucunda normal atmosfer basıncı 760 mm veya 1013 mbr olarak bulunmuştur.
- Normal atmosfer basıncının üzerindeki basınç alanlarına yüksek basınç (antisiklon) altına ise alçak basınç(siklon)alanı denir.
Yüksek Basınç(Antisiklon Alan)
1013 mbr’dan daha yüksek basınç sahalarına yüksek basınç denir. Yüksek basınç sahalarında görülen genel hava özellikleri şunlardır:
- Havanın dikey yöndeki hareketi atmosferin üst katından zemine doğru gerçekleşir. Alçalıcı hava hareketi vardır. Merkezden çevreye doğru yayılır.
- Havanın genel durumu açık ve bulutsuzdur. Bağıl nem açığı fazla olduğu için yağış beklenmez.
- Dünya üzerinde iki tane sürekli hâle gelen termik yüksek basınç iki tane de dinamik yüksek basınç alanı vardır. Termik nedenli yüksek basınçlar kutuplarda oluşur.
- Dinamik nedenli yüksek basınçlar, Dünya’ nın eksen hareketi ve atmosfer tabakasındaki daralma sonucu bu basınç kuşakları oluşur. Bu basınç kuşakları 30° enleminde görülür. 30°enlemleri aynı zamanda Dünya’nın en sıcak yerleri olan çölleri ortaya çıkarmıştır.
- Yüksek basınç alanlarındaki hava kütlesi Dünya’nın eksen hareketi nedeniyle sapmaya uğrar. Sapmanın yönü kuzey yarım kürede sağa, güney yarım kürede sola doğru olur.
1013mbr’dan daha az basınç sahalarına alçak basınç denir. Alçak basınç sahalarında görülen genel özellikleri şunlardır:
- Havanın dikey yöndeki hareketi zeminden atmosferin üst katmanlarına doğrudur. Yani hava kütlesi yükselici bir özellik gösterir. Yatay yöndeki havanın hareketi ise çevreden merkeze doğrudur.
- Havanın genel durumu kapalı ve bulutludur. Havadaki nem açığı az olduğu için yağış görülür.
- Dünya üzerinde bir tane sürekli termik alçak basınç iki tane de dinamik alçak basınç alanı vardır. Termik nedenli alçak basınç, Ekvator çizgisi üzerinde oluşur.
- Dinamik nedenli alçak basınçlar Dünya’nın eksen hareketi ve atmosfer tabakasındaki daralma ile meydana gelmiştir. 60° enlemlerinde görülen bu basınç kuşağı aynı zamanda ılıman kuşağın en yağışlı alanlarıdır.
- Alçak basınç alanlarındaki hava kütlesi Dünya’nın eksen hareketi nedeniyle sapmaya uğrar. Sapmanın yönü Kuzey yarım kürede sağa, Güney yarım kürede sola doğru olur.
Sıcaklık
Hava akımları atmosfer içinde, Dünya’nın eksen hareketine bağlı olarak gezici durumdadır. Gezici olan bu sıcak ve soğuk hava akımları atmosfer içindeki gazların özgül ağırlıklarını etkileyerek basıncın artmasına ya da azalmasına neden olur.
Yer çekimi
Yerden yukarı doğru çıktıkça atmosfer içinde özgül ağırlığı fazla olan gazların oranı azalır. Yani zemine yakın yerlerde yer çekiminin etkisi ile basınç fazla iken yükseklerde hava basıncı azdır. Dağcıların tırmanırken sırtlarında oksijen tüpü taşımalarının nedeni yükseldikçe atmosfer içindeki oksijen miktarının az olmasıdır. Yine atmosferdeki yer çekimi Ekvator’dan uzaklaştıkça artar. Bu nedenle Ekvator çevresinde atmosfer basıncı az olurken kutuplara doğru basınç artar.
Yoğunluk
Bir alanda hava kütlesinin yoğunluğu arttıkça basınç miktarı da artar. Havanın yoğunluğu azaldıkça basınçda azalır. Basınç ile yoğunluk arasında doğru orantı vardır.
c. İzobar (Eş Basınç) Haritaları ve Özellikleri
Hava içindeki basıncın yatay yüzeydeki dağılımını gösteren eğrilerdir. Bu eğrilerden oluşan haritalara ise eş basınç(izobar) eğrileri denir. İzobarlar arasındaki basınç farkına basınç gradyanı ya da barometrik eğim denir.
- Gradyanın yüksek olduğu yerde eğriler arasındaki mesafe sıktır. Az olduğu yerde ise eğriler arasındaki mesafe de az demektir. Buradan çıkarılacak en önemli sonuç ise rüzgâr hızlarıdır. Gradyan farkının büyük olduğu yerlerde rüzgârlar kuvvetli eserken, az olduğu yerlerde rüzgâr gücüde az olur.
Ocak ayı dünya basınç haritasına göre:
✓ Güney yarım küredeki alçak basınç alanı yaz mevsiminin etkisiyle genişler.
Ekvatoral bölgedeki termik alçak basınç güneye doğru kaymıştır.
Kuzey yarım kürede karalar güney yarım kürede ise okyanuslar yüksek basınç alanıdır.
✓ Kuzey yarım kürede karalarda aşırı soğumaya bağlı olarak termik yüksek basınç alanları oluşmuştur.
Temmuz ayı dünya basınç haritasına göre:
✓ Kuzey yarım küredeki karaların ısınmasına bağlı olarak termik alçak basınç alanları oluşmuştur.
✓ Güney yarım küredeki kış mevsimi nedeniyle oluşan yüksek basınç merkezleri kesintisiz olarak uzanmıştır.
✓ Güney yarım kürede kış kuzey yarım kürede ise yaz mevsimi yaşanması nedeniyle Ekvator çevresindeki alçak basınç alanı güneyde daralmış kuzeyde ise genişlemiştir.
d. Rüzgâr ve Oluşumları
Yüksek basınç alanlarından (antisiklon) alçak basınç (siklon) alanlarına doğru olan hava akımına rüzgâr denir.
Rüzgârın yönü
Rüzgârların esiş doğrultusuna rüzgâr yönü denir. Rüzgârların yönü genellikle ana ve ara yönler ile ifade edilir. Rüzgârların yönüne etki eden faktörler şunlardır:
• Yer şekilleri ve bitki örtüsü: Yer şekillerinin sade olduğu düz alanlar ile bitki örtüsünün seyrek olduğu yerlerde rüzgârın yönünde sapmalar daha az olur. Dağların tepelerin ve gür ormanlık alanlarda esen rüzgârlar engebeye takılacağı için yönlerinde sapmalar görülür. Yine şehirleşmenin artması ile yüksek yapıların çoğalması rüzgâr yönünü değiştiren bir başka faktördür.
• Dünyanın kendi çevresinde dönmesinden dolayı ortaya çıkan savurma (corriyalis) gücü: Dünyamız’ ın eksen hareketi sonucunda özelikle sürekli esen rüzgârların yönü Kuzey yarım kürede sağa, Güney yarım kürede sola doğru sapar.
• Basınç merkezlerinin birbirlerine göre olan konumları:İki basınç merkezinin birbirine göre olan konuları rüzgârın hangi yönde eseceğini belirler. Örneğin; Biri kuzeyde yer alan yüksek basınç merkezi olsun diğeri güneybatıda bulunan alçak basınç alanı olsun. Hava akımı kuzeyden güneybatıya doğru eser .
Hâkim rüzgâr yönü
Bir yörede belirli bir zaman diliminde rüzgârın en çok estiği yöne hâkim rüzgâr yönü denir. Bu süreç içinde esme sıklığına ise rüzgâr frekansı ya da rüzgâr esme sıklığı denir.
*Coğrafi anlamda rüzgârların geldiği yön genel iklim koşullarında değişikliklere neden olur. Örneğin, bazı yıllarda Afrika üzerinden gelen samyeli Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesinde kuraklığa yol açar. Ekili dikili arazilerdeki tarım ürünlerini zarara uğratır.
Rüzgârın hızı ve şiddeti
Rüzgârların hızı km/saat ya da m/sn cinsinden ifade edilmektedir.Rüzgârın hızını ölçen alete anemometre denir. Rüzgârların hızına etki eden faktörler şunlardır:
- Basınç merkezleri arasındaki basınç farkı ve basınç merkezleri arasındaki uzaklık
- Yer şekilleri
Rüzgâr Türleri
a. Daimi (Sürekli) Rüzgârlar
Bu rüzgârlar büyük basınç merkezleri arasında esen yıl boyunca etkisi hissedilen rüzgârlardır. Yönleri az çok değişmesine rağmen yıl içinde hemen hemen hep aynı yönde esen rüzgârlardır. Bu rüzgârlar şunlardır:
1. Alizeler: 30° K ve 30° G paralelleri arasında esen rüzgârlardır. 30° paraleli üzerinde Dünya’nın eksen hareketi ve atmosferdeki daralmalar sonucu oluşan dinamik yüksek basınç ile Ekvator üzerideki termik alçak basınç merkezi arasında esen sıcak karakterli rüzgârlardır.
- Alize rüzgârlarının etkili olduğu sahada yıl boyunca yağışlar görülür. Özellikle kıtaların doğusuna bol yağış bırakırlar.
- Doğudan estikleri için doğu rüzgârları olarak da bilinirler.
- Ekvator üzerindeki termik alçak basınç alanına ekvatoral durgun alan da denir.
- Ülkemizin bulunduğu paraleler 30° paralelinin daha kuzeyinde kaldığı için bu rüzgârların etkisi hissedilmez.
- Gulfstream sıcak su akıntısını Batı Avrupa kıyılarına taşır. Batı Avrupa’da ılıman iklim koşullarının yaşanmasına neden olur
Sürekli rüzgârların ortak özellikleri şu şekilde sıralanır;
✓ Sürekli basınç kuşakları arasındaki atmosferdeki hava dolaşımını sağlamaktadır.
✓ Yıl boyunca aynı yönde ve aynı paraleller arasında eser.
✓ Karşılaşma alanlarında nem oranı yüksektir ve yağışlar görülür.
✓ Dünyanın eksen hareketi sonucunda yönlerinde sapmalar olmaktadır.
b. Devirli Rüzgârlar
1. Muson Rüzgârları
Bu rüzgârların oluşma sebebi karalar ve denizler arasında oluşan termik nedenli basınç kuşaklarıdır. Birbirinden farklı basınç kuşakları arasında esen rüzgârlardır. Asya Kıtası ile güneyindeki Hint Okyanusu arasında esen rüzgârlardır. Bu rüzgârlara Muson rüzgârları da denir. Muson rüzgârları ikiye ayrılır;
Yaz Musonları:
- Yaz mevsiminde karalar sıcak, deniz yüzeyleri ise daha serindir.
- Karalar üzerinde termik nedenli alçak basınç, denizler üzerinde ise termik nedenli yüksek basınç alanı meydana gelir.
- Rüzgâr denizden karaya doğru eser ve karalar üzerine özellikle Hint Yarımadası'na bol yağış bırakırlar.
- Zaman zaman bu adalardaki yerleşim yerleri sel felaketi ile de yüz yüze gelmektedir.
- Kış ayı geldiğinde basınç merkezleri yer değiştirir.
- Karalar denizlere göre daha soğuk olduğu için termik yüksek basınç oluşur.
- Denizler üzerinde ise termik alçak basınç alanı meydana gelir.
- Hint yarımadasın'dan Hint Okyanusu’na doğru esen bu rüzgârlara kış musonları denir.
✓ Eksen eğikliğine bağlı olarak oluşan rüzgârlardır.
✓ Altı aylık dönemlerde birbirlerine zıt yönde eserler.
✓ Dünyada bu rüzgârların en tipik etki sahası Hindistan’ dır. Buradan sonra Avustralya’nın kuzeyi Endonezya Adaları’nın kuzeyi ve batısı, Japon Adaları’ nın batısı, Afrika’nın doğusu bu rüzgârın etkisi altındadır.
2. Meltemler
- Dünya’nın günlük hareketi sonucu ortaya çıkan basınç farkından doğan rüzgârlardır.
- Gece gündüz arasındaki ısı farkı farklı basınç alanları oluşturur.
- Bu basınç merkezleri arasında esen, gün içinde yön değiştiren rüzgârlara meltem rüzgârları denir.
- Meltemler oluşumlarına göre dört tipe ayrılırlar:
Kara Meltemi: Karalar çabuk ısınıp çabuk soğur. Gece olunca karalar soğuduğu için termik yüksek basınç alanı oluşur. Denizlerde ise termik alçak basınç meydana gelir. Geceleyin karadan denize doğru esen bu rüzgârlara kara meltemi denir.
Vadi Meltemi: Gündüz öğlen vakitleri geçici olarak dağların tepesi güneş ışınlarını daha kısa mesafede aldıkları için çabuk ısınırlar ve termik alçak basınç alanı hâline gelir.Vadiden dağa doğru olan hava hareketine vadi meltemi denir.
Dağ Meltemi: Gece yüksek kesimler alçak yerlere göre daha hızlı soğurlar. Böylece dağların yüksek kesimlerinde termik yani soğumaya bağlı bir yüksek basın merkezi oluşur. Dağdan vadiye doğru esen bu rüzgârlara dağ meltemi denir.
c. Yerel Rüzgârlar
Bu tip rüzgârlara bölgesel lokâl ya da yerel rüzgârlar denir. Bu rüzgârlar az çok birbirine yakın iki bölge arasında yılın belli dönemlerinde oluşan rüzgârlardır.Yerel rüzgarlar sıcak ve soğuk olmak üzere iki karakterde görülür. Sıcak rüzgârları şu şekilde sıralanır:
1. Sıcak yerel Rüzgârlar
Föhn (Fön)Rüzgârları: Dağ sıralarını ya da dağlık bir kütleyi aşarak alçalan hava kütlesi ısınır. Sıcak ve kuru bir rüzgâr ortaya çıkar. Bu rüzgârlara Föhn (Fön) rüzgârı denir.
- Bu tür rüzgârlar genellikle 2000 m-3000 m yükseklerden alçalarak gelen hava kütlelerinde görülür.
- Hava kütlesi dağı aşıp alçalmaya başladıkça sürtünmenin de etkisiyle her 100 m 1ºC ısısı artar.
- Sıcaklık artığı için havanın içindeki nem miktarı azalır. Yağış oluşmaz ve kurutucu bir hava hâkim olur.
- 3000m÷200m =15ºC nemli yamaç ile zirve arasındaki sıcaklık farkıdır.
- 10ºC-15ºC =-5ºC zirvedeki hava sıcaklığı
- Kuru havanın etkili olduğu yamaçta ise
- 3000÷100 =30 zirve ile yamaç arası sıcaklık farkı
- -5ºC+30ºC =25ºC (B)kuru yamaçtaki sıcaklık.
Bu rüzgârlar dağ eteği ovalarında ve kıyılarda etkili oldukları dönemlerde su taşkınları görülebilir. Yaz mevsiminde kurutucu etki yaparlar hatta öyle ki zaman zaman orman yangınları ve tarım ürünlerinin kuruması gibi olumsuz etkileri de vardır.
*Fön rüzgarlarının dünyada en tipik görüldüğü yer İsviçre Alpleri’ nin kuzey yamaçlarıdır. Kırım ve Kafkas Dağları ile Pireneler’ de de bu rüzgârlara rastlanır.
Sirocco: Kuzey Afrika kıyılarını özellikle de Cezayir, Tunus, Libya ve Güney İtalya kıyılarında esen Büyük Sahra Çölleri üzerinden gelen sıcak rüzgârlardır. Deniz üzerinden geçtikten sonra nemli eserler ve yağış bırakırlar.
Hamsin: Sirocco’ya benzeyen karakteri vardır. Daha sıcak daha kuru esen rüzgârlardır. Genellikle Doğu Akdeniz de Mısır ve kısmen de Libya’ da etkilidir. Şubat ve Mayıs ayları arasında esen çöl üzerinden geldikleri için toz savurmaları görülür.
Samyeli: Suriye ve Irak’tan Türkiye’ye doğru esen sıcak rüzgârlardır.
2. Soğuk Yerel Rüzgârlar
Mistral: Kış ve ilkbahar aylarında görülen rüzgârlardır. Fransa’nın iç kesimlerinden Akdeniz’e doğru eserler.
Bora: Dalmaçya kıyılarında rastlanan soğuk ve kuru rüzgârlardır. Kıyı gerisindeki yüksek plato ve dağlık alanlardan Adriyatik Denizi' ne doğru esen rüzgârlardır.
Krivetz: Romanya’ dan Karadeniz’ e doğru esen rüzgârlardır. Daha çok kışın etkili olurlar.
Etezyen: Ege Denizi’nde yazın Balkanlar üzerinden esen rüzgârlara denir.
d. Tropikal Rüzgârlar:
- Tropikal kuşakta dönenceler arasında görülen güçlü rüzgârlardır. Hızları yüksektir ve türbülans yaparak yani dönerek eserler.
- Bu sarmal karakter Dünya’ nın eksen hareket hızından kaynaklıdır.
- Okyanus üzerinde oluşur karalara doğru ilerledikçe etkileri azalır.
- Asya’ da bu rüzgârlara tayfun Orta Amerika’ da hurricane yine bazı tropikal alanlarda ise tornado denir.
- Bu tip rüzgârlar Türkiye’ de görülmez.
İklimi oluşturan temel elemanlardan biri de nemlilik ve yağıştır.
Yaşam için gerekli en temel kaynakların başında su gelmektedir. Tarım, hayvancılık, sanayi, ulaşım gibi ekonomik faaliyetlerin yürütülmesi için de suya ihtiyaç vardır.
Doğal ortamda su üç şekilde bulunur.
✓ Buzullar (kutuplar ve yüksek dağlar),
✓ Su buharı(atmosferde),
✓ Sıvı hâlde (okyanus,deniz,göl, akarsu vb.) .
Dünyada bulunan su sürekli olarak güneşten gelen enerjinin etkisiyle yer ve şekil değiştirmektedir.Bu sürece ise su döngüsü adı verilmektedir. Bu döngü herhangi bir nedenle kesintiye uğrarsa canlı yaşamı sona erer.
a. Nem çeşitleri
Mutlak Nem
Herhangi bir zaman ve sıcaklıkta 1 m³ havanın içerisinde o an bulunan su buharının gram olarak değerine mutlak nem denir. Nemlilik ölçülebilir iklim elemanıdır. Higrometre ile ölçülür ve m³/ gr cinsinden ifade edilir. Havada her zaman bir miktar nem bulunur.
Havanın taşıdığı nem miktarını etkileyen temel iki faktör vardır:
Bunlar sıcaklık ve nemdir. Sıcaklığın yüksek, suyun bol olduğu yerlerde mutlak nem fazladır.
Bu nedenle;
✓ Ekvator kuşağı, deniz kenarları, göl kıyıları ve yükseltinin az olduğu yerlerde mutlak nem fazladır. ✓ Kutup kuşağı, karaların iç kısımları, çöller ve dağların yüksek kısımlarında mutlak nem oranı düşüktür.
✓ Ülkemizde mutlak nem Karadeniz bölgesi ve Akdeniz bölgesinde yüksektir. Karasallığın görüldüğü İç Anadolu bölgesinde ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise azdır.
Maksimum Nem
Belirli bir sıcaklığa sahip havanın taşıyabileceği en fazla nem miktarına maksimum nem denir. Sıcaklıkla maksimum nem miktarı doğru orantılıdır. Sıcaklık arttıkça havanın nem taşıma kapasitesi de artar.Sıcaklık düştükçe havanın nem taşıma kabiliyeti azalacağı için nem miktarı da düşer. Bu nedenle;
✓ Maksimum nem çöllerde ve Ekvatoral bölgede en fazla, kutuplarda ve dağların yüksek yerlerinde azdır.
✓ Türkiye’de maksimum nemin en fazla Güneydoğu Anadolu bölgesindedir.
✓ Maksimum nemin en düşük olduğu bölge ise Doğu Anadolu’ dur.
Bağıl Nem (Nispi Nem)
Mutlak nemin, maksimum neme oranına bağıl nem denir. Yağışın meydana gelmesi için havadaki bağıl nemliliğin % 100 aşması gerekir.
Nemliliğin % 100’ ü aşması için mutlak nemliliğin yükselmesi veya maksimum nemin düşmesi gerekir. Bağıl nem % 100 aştığında havada bulunan su buharı yoğunlaşarak su zerreciklerine dönüşür.
Bağıl (nispi) nem hesap edilirken aşağıdaki formül kullanılır:
b. Yoğunlaşma ve Yoğunlaşma Türleri
Havadaki su buharının gaz hâlinden sıvı hâle dönüşmesi sürecine yoğunlaşma denir. Su buharının yoğunlaşabilmesi için bağıl nem oranının % 100 aşması gerekir. Bu durumun yaşanması için havanın mutlaka soğuması gerekir. Başlıca yoğunlaşma çeşitleri şunlardır:
Bulutlar:
Yeryüzünde buharlaşan su havanın ısınmasına bağlı olarak yükselir, yükseldikçe soğumaya başlar. Havanın soğuması ile birlikte yoğuşma başlar. Bu yoğuşma türüne bulut adı verilir.
- Bulut su buharının aerosol denilen toz parçacıklarına yapışmasıyla oluşan havada asılı kalmayı başaran su zerrecikleri bulutları oluşturur.Bulutlar oluştukları yere ve özelliklerine göre üç başlık altında incelenir:
- 1. Alçak Bulutlar (Stratüs): Yeryüzünden 3000 metre yüksekliğe kadar oluşan ufuktaki dağ ve tepelere âdeta temas ediyormuş gibi geçen koyu renkli ve yağış oluşturan bulutlardır.
- 2. Orta Bulutlar ( Kümülüs ): Isınarak yükselen nemli hava kütlesinin 3000m – 6000 m yükseklik aralığında soğuması ve yoğuşması ile oluşan gri renkli bulutlardır.
- 3. Yüksek Bulutlar (Sirüs ): Özellikle yaz mevsiminde ısınarak yükselen nemli hava kütlelerinin 6000 metreden daha yükseklerde soğuması ile oluşan bulutlardır.
Yükselemeyen ılık ve nemli hava kütlelerinin soğuk olan yeryüzüne temas etmesi ve içindeki su buharının yüzeye yakın yerlerde yoğunlaşması ile oluşurlar
- Sisler özellikle kış mevsiminde havanın çok soğuduğu sabah saatlerinde meydana gelir.
- Havanın ısınması ile birlikte ortadan kalkarlar.
- Sisler görüş mesafesini düşürdükleri için kara, hava ve deniz ulaşımını engelleyici özellikleri vardır.
- Sislerin oluşabilmesi için ılık ve nemli hava kütlesinin ılık bir bölgeden daha soğuk bir bölgeye gitmesi gerekir. Sisler oluştukları yerlere göre deniz sisleri, kara sisleri, dağ sisleri ve göl sisleri gibi farklı isimler alır.
Havada bulunan su buharı, sıcaklığın düşmesi ile havadaki bağıl nem oranı yükselir. Bağıl nemin % 100 ulaşması durumunda bulut veya siste bulunan su zerreciklerinin ağırlığı artar ve yer çekiminin de etkisiyle yağış olarak yeryüzüne düşer. Bu hava olayına yağış adı verilir. Yağışları ölçen araca pluviometre denir. Metre kareye düşen yağış miktarını milimetre cinsinden ifade eder.1 milimetrelik yağış = 1 m² ye düşen = 1 kilogramlık yağış demektir.
Her bölgenin yağış cinsi, mevsimsel dağılışı ve olu- şum şekli farklıdır. Yağış türleri şu şekilde adlandırılırlar:
Yağmur: Havadaki su buharının 0 C° üstünde yoğunlaşması ile oluşan su damlacıklarının sıvı halde yeryüzüne düşmesine denir.
Kar: Havadaki su buharının 0° Cnin altındaki bir sıcaklıkta yoğunlaşması ve buz kristalleri halinde yeryüzüne düşmesiyle oluşan yağış çeşididir.
Dolu: Özellikle ilkbahar ve yaz mevsiminin başında hızla ısınan havanın yükselmesi ve içerisindeki su buharının donmasıyla oluşan en tehlikeli yağış biçimidir. Havanın yükselmesi ne kadar hızlı olursa donma da o kadar hızlı olacağı için dolu tanelerinin ebatları da değişir.
Kırağı: Özellikle sonbahar ve kış mevsiminde gökyüzünün açık ve bulutsuz olduğu gecelerde aşırı soğuma (ışıma) nedeniyle havadaki nemin buz kristalleri hâline dönmesine denir.
Kırç: Kış mevsiminde yere yakın olan hava kütlelerinin içindeki su buharının gece, soğuk hâlde bulunan ağaç dallarına, bahçe çitleri ve elektrik tellerine temas etmesi ve yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleridir.
Çiy(çiğ): İlkbahar ve yaz mevsiminde sabaha karşı hava sıcaklığının düşmesi, havanın içinde bulunan nemi doyma noktasına taşımasıyla havadaki su buharının damlacıklar hâline dönerek bitkilerin yapraklarına düşmesi sonucu oluşan yağış biçimidir.
d.Oluşumlarına Göre Yağış Tipleri
Yağışların oluşumu ve dağılışı üzerinde etkili olan başlıca faktörler şunlardır:
Sıcaklık, nemlilik, yükseklik, yüzey şekilleri, denize uzaklık ve yakınlık gibi. Yağışlar Dünya’nın birçok bölgesinde farklı şekillerde oluşur. Oluşumuna göre yağışlar başlıca üç gruba ayrılırlar:
Yamaç Yağışları (Orografik):
Dağların denize paralel bir şekilde uzandığı yerlerde denizlerden gelen nemli hava kütleleri yamaç boyunca yükselerek soğur. Bu yükselme ile beraber havanın maksimum nemi düşer ve bağıl nemi, % 100 ‘ü aşar daha sonra ise yağış başlar. Bu tip yağışlar Dünya’ da en fazla Çin, Hindistan, Bangladeş gibi Güney Asya ülkeleri (Himalaya Dağları), Avrupa’nın güneyindeki Alp Dağları ve Kuzey Amerika ve Güney Amerika kıtalarının batı kıyılarında ( And ve Kayalık Dağları) görülür. Ülkemizde ise yamaç yağışlarına en fazla Karadeniz bölgesinin doğu ve batı bölümlerinde görülür.
Yükselim Yağışları (Konveksiyonel ):
Isınan havanın hafifleyerek yükselmesi ve soğuması ile bağıl nem oranının artması sonucu oluşan yağışlardır. Bu tip yağışlara:
✓ Ekvator çevresinde yıl boyunca,
✓ Orta Kuşak karalarının iç kısımlarında ilkbahar ve yaz aylarında (Orta Asya ve ABD’nin iç kesimlerinde )
✓ Ülkemizde ise özellikle İç Anadolu bölgesinde ilkbahar aylarında ve yaz mevsimi başlarında görülür. Bu yağışlara ülkemizde kırk ikindi yağışları da denir.
Cephe Yağışları ( Frontal ): Sıcaklık, nem ve diğer özellikleri bakımından birbirinden farklı karakterli hava kütlelerinin karşılaştığı Orta Kuşak iklim sahasında oluşur. Oluşumlarındaki temel neden kutup ve batı rüzgârlarının karşılaşmasıdır.Bu tip yağışlar:
✓ Özellikle kış mevsiminde, belirgin olarak görülürler.
✓ Akdeniz İklim sahasında bu yağışlar kış ve bahar aylarında,
✓ Ilıman okyanusal iklim bölgelerinde ise tüm yıl boyunca görülür. (Batı Avrupa)
✓ Ülkemizde kış yağışlarımızın büyük kısmı cephe yağışları şeklinde gerçekleşir.
*Kutuplara sıcak hava, Ekvatora ise soğuk hava kütleleri giremediği için cephesel yağışlar oluşmaz. Sıcak olan zeminden yükselen hava kısa sürede doyma noktasına ulaşır ve dikey yönde konveksiyonel yağışlar görülür. Bu durum Ekvator çizgisi ve çevresinde yıl boyunca süreklilik gösterir.
e. Yağışların Dünya’ ya Dağılışı
- Yağışlar, kara ve denizlerin dağılışı, yeryüzü şekilleri, dağların uzanış yönleri, yükselti, bitki örtüsü, nemlilik, rüzgârlar ve denize yakınlık uzaklık gibi nedenlerle Dünya’ya eşit dağılmamıştır. Dünya’nın bazı alanları bol yağış alırken, bazı alanlarında yağış miktarları oldukça azdır.
- Yağışlar, deniz kıyılarında, yüksek dağlık alanlarda, batı rüzgârlarının esme alanlarında, Ekvator çevresinde fazladır.
- Karaların İç kısımlarında, 30° enlemler çevresindeki çöllerde, kutuplar çevresinde, kutup rüzgârlarının esme alanlarında yağışlar azdır.
- Türkiye orta kuşakta yer aldığından ortalama 600 mm civarında yağış almaktadır.
6. BÖLÜM YERYÜZÜNDEKİ İKLİMLER VE TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN İKLİM TİPLERİ
1.6.1 Dünya'da Görülen İklim Tipleri (Makroklimalar)
İklim tipleri sıcaklık, yağış, basınç koşulları açısından bakıldığında birbirine benzer özellikler gösterebilir. Böyle sahalara iklim bölgeleri denir. İklim bölgelerini ikiye ayırabiliriz:
Makroklima iklim alanları: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tipidir. Örneğin; Akdeniz iklimi, Muson iklimi vb.
Mikroklima iklim alanları: Geniş iklim alanları içerisinde daha küçük alanlarda hâkim olan makroklima iklimden farklı, iklimlere denir. Örneğin; Doğu Anadolu’ da hâkim iklim, karasal iklim iken Iğdır’ da Akdeniz ikliminin görülmesi gibi.
Dünyadaki sıcaklık koşullarına göre iklimler üç büyük grupta toplanarak incelenir:
1.6.1.1 Sıcak İklimler
Sıcaklık ortalamaları tüm yıl boyunca 20° C nin üzerindedir. Kış mevsimi belirgin olarak yaşanmaz. Yıl boyunca yaz mevsimi koşulları görülür. Sıcak iklimler kendi içerisinde dört başlık altında incelenir:
Ekvatoral İklim
✓ Ekvatoral İklim, 0°-10° kuzey ve güney paraleleri arasında görülür.
✓ Yaz dışındaki mevsimler belirgin değildir.
✓ Konveksiyonel (yükselim) yağışlar görülür.
✓ Yıllık sıcaklık ortalaması 25° C üstündedir.
✓ Yıllık ve günlük sıcaklık farkı en az olan iklimdir (2º-3 °C civarında).
✓ Sıcaklık ve yağış ekinoks (gece-gündüz eşitliği) dönemlerinde artış gösterir.
✓ Yıllık yağış miktarı 2000 mm civarındadır.
✓ Yağış rejimi düzenlidir. ✓ Bulutluluk oranı fazladır.
✓ Bitki örtüsü bütün yıl yeşil kalan, sık ve uzun boylu yağmur ormanlarıdır.
✓ Topraklar fazla yıkandığı için verimi düşüktür ve kırmızı renkli laterit topraklar yaygındır.
✓ Amazon ve Kongo havzaları, Endonezya, Malezya, Filipinler ve Papua YeniGine’ de görülür.
Subtropikal (Savan) İklim
✓ 10°–20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür.
✓ Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında bir geçiş iklimi özelliğindedir.
✓ Yıllık ortalama sıcaklık 20° C dolayındadır.
✓ Yıllık sıcaklık farkı 4º–5° C dir. Sıcaklık farkları düşüktür.
✓ Yıllık ortalama yağış miktarı 1000–2000 mm arasındadır.
✓ Yağış rejimi düzensizdir.
✓ Güneş ışınlarının dik geldiği yaz aylarında yağışlar artarken, kışın yağış miktarı azalır.
✓ Tropikal iklim; Sudan, Çad, Nijerya, Mali, Moritanya, Brezilya, Venezuela, Kolombiya, Peru ve Bolivya gibi ülkelerde görülmektedir.
Muson iklimi
✓ Kış sıcaklığı 10° C-20° C arasında değişir.
✓ Yıllık sıcaklık ortalaması 20° C' nin üstündedir.
✓ Muson rüzgârlarının etkisiyle yazlar sıcak ve bol yağışlı; kışlar ise ılık ve kurak geçer.
✓ Yaz aylarında orografik (yamaç) yağışlar görülür.
✓ Yıl içinde ortalama yağış miktarı 2000–3000 mm arasında değişir. Yıllık yağış miktarı bazı yerlerde 10000 mm’ yi (Çerrapunçi) geçmektedir.
✓ En karakteristik ağacı "teak"tır.
✓ Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya’da, (Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Çin, Japonya ve Kore Yarımadası’nda) Madagaskar’ın doğusunda Avustralya’nın kuzey doğusunda görülür.
✓ Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış aylarında yaprağını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan gür ormanlar görülür. Bu ormanlara muson ormanları denir.
Çöl İklimi
✓ Dönenceler etrafındaki yüksek basınç alanları ile Orta Asya ve Kuzey Amerika’da karaların iç kısımlarında ve Güney Amerika’nın güneyinde görülür.
✓ Bu iklim tipinde, yağışlar yok denecek kadar azdır.
✓ Günlük sıcaklık farkları yüksek, mevsimlik sıcaklık farkları düşüktür.
✓ Mutlak nem oranı düşük, maksimum nem oranı yüksektir.
✓ Günlük sıcaklık farkının 50° C yi bulduğu zamanlar olmaktadır.
✓ Afrika’ da Büyük Sahra, Ortadoğu’ da Necef, Asya’ da Gobi, Taklamakan, Karakum, Kızılkum, Deşti Kebir, Avustralya’da Victoria ve Gibson, Güney Afrika’ da Kalahari ve Namib, Güney Amerika’ da Patagonya, Atacama, Peru, ABD’ nin güneybatısındaki Arizona ve Nevada yeryüzündeki başlıca çöl alanlarıdır.
1.6.1.2 Ilıman İklimler
Ilıman kuşak iklimlerinin ortak özellikleri şunlardır:
✓ Yıllık sıcaklık ortalamaları 20 °C’ nin altındadır.
✓ Sıcaklık farkları belirgindir.
✓ Dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
Akdeniz İklimi
✓ Yazları sıcak ve kurak geçer.
✓ Kışları ılık ve yağmurludur çünkü kış aylarında gezici alçak basınçlar cephesel yağışlara neden olur. En fazla yağışı kış mevsiminde alır.
✓ Yıllık ortalama sıcaklık 18° C, 20° C arasında değişir.
✓ Yıllık ortalama yağış miktarı 600-1200 mm arasında değişir ve yağış rejimi düzensizdir.
✓ Makilerin tahrip edildiği yerlerde "Garig" bitki topluluğu ortaya çıkar. Zeytin, defne, keçiboynuzu, mersin, lavanta, kekik ve zakkum maki bitki topluluğu içinde yer alır.
✓ Akdeniz havzasındaki ülkeler de, Avustralya’nın Güney Batısı, Kap bölgesi, California ve Şili'nin orta batısında görülür.
Ilıman Okyanusal İklim
✓ Yıllık yağış miktarı 1500 mm civarındadır.
✓ Sıcaklık farkları belirgin değildir.
✓ Yıllık ortalama sıcaklık 20° C’ nin altındadır.
✓ Yazlar serin, kışlar ise ılık ve yağışlı geçer.
✓ Orta Kuşak karalarının batı kıyılarında, batı rüzgârlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle gelişen bir iklim tipidir.
✓ Batı Avrupa da, Kanada’nın batısı, Şili'nin güneybatısında ve Avustralya’ da görülür.
Karasal İklim (Step İklimi)
✓ Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer.
✓ Don olayı sık görülür.
✓ Günlük ve mevsimlik sıcaklık farkları belirgindir.
✓ Yağışların en fazla düştüğü mevsim ilkbahardır.
✓ Orta Asya da çöllerin kenarlarında görülen karasal iklimde yaz mevsimi kısa sürer. İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlara step ya da bozkır denir. Steplere Kuzey Amerika’ da preri, Güney Amerika’ da pampa adı verilir.
✓ Orta kuşakta deniz etkisine kapalı olan, yükseltisi fazla olmayan karaların içlerinde (Irak, İran, Türkistan, Afrika’ nın iç kısımlarında, Anadolu’ nun iç kısımlarında, Avusturalya’ nın iç kısımlarında, Kuzey ve Güney Amerika’ nın iç kısımlarında) görülür.
Sert Karasal İklim
✓Kış mevsimi uzun ve soğuk geçerken, yaz mevsimi kısa ve ılık geçmektedir.
✓ En fazla yağış yaz mevsiminde düşer.
✓ Yıllık yağış miktarı 500-600 mm arasındadır.
✓ Kış mevsimi çok soğuk, uzun ve kar yağışlıdır.
✓ Yıllık sıcaklık ortalaması 5º C civarındadır. Sıcaklık farkı 25º C' den fazladır.
✓ Sert karasal iklim dünyada deniz etkisine kapalı olan karaların yüksek yerleri ve kutup dairesine yakın yerlerde etkilidir. (Sibirya, Kanada, ve Doğu Avrupa)
1.6.1.3 Soğuk İklimler
Soğuk iklimlerin ortak özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
✓ Sıcaklık ortalamaları tüm yıl boyunca düşüktür.
✓ Daha çok kış mevsiminin iklimsel özellikleri hâkimdir.
Tundra İklimi
✓ 65°-80°'li enlemler arasında etkilidir.
✓ En sıcak ay ortalaması 10° C' yi geçmez.
✓ Kuzey yarım kürede etki alanı daha geniştir.
✓ Yıllık sıcaklık farkının 60° C' yi bulduğu yerlerde vardır.
✓ Sıcaklıklar kışın-30°C ile -40° C arasındadır.
✓ Yağışlar 200-250 mm civarındadır ve genelde kar şeklinde düşer.
✓ Toprak örtüsü kışın donar, yazın çözülerek bataklık hâline gelir.
✓ Kuzey yarım kürede 65° paraleli civarında görülür. Avrupa’ nın kuzey kıyıları, Kuzey Sibirya, Kuzey Kanada, Krolla Adası kıyıları ve Grönland Adası kıyılarında etkilidir.
Kutup iklimi
✓ Sıcaklık ortalaması bütün yıl boyunca 0° C’ nin altındadır. Sıcaklık, çoğu zaman -40° C' ye, hatta daha altına da iner. Yıllık sıcaklık farkı 30° C civarındadır. Yıl boyunca kış mevsimi etkilidir.
✓ Yağışlar son derece az ve kar şeklindedir.
✓ Ortalama yağış 200 mm civarındadır.
✓ Bu iklim tipinde bitki örtüsü yoktur.
✓ Kutup iklimi, kuzey kutbu çevresinde Grönland Adası’ nın iç kısımlarında ve Antarktika’ da etkilidir.
✓ Kutup bölgelerinde deniz yüzeyinin donmasıyla oluşan geniş buz örtülerine bankiz denir. Ortalama kalınlıkları 2 m kadardır.
✓ Karalarda oluşan ve koparak denize düşen buz dağlarına ise aysberg adı verilmektedir.
✓ Karlar ve buzullarla kaplı 70°-90° enlemler arasındaki Antarktika ve Grönland çevresinde görülür.
*Kutup bölgelerinde mutlak nemin az olması havanın doyma noktasından uzaklaşmasına neden olur bu durumun sonucu olarak kutup ikliminin yayıldığı sahalara soğuk çöl de denir.
1.6.2 TÜRKİYE’DE İKLİM ÖZELLİKLERİ
1.6.2.1 Türkiye İklimine Etki Eden Faktörler
Bir ülkenin sahip olduğu iklim özellikleri, o ülkenin matematiksel konumu ve özel konumu ile yakından ilgilidir. Türkiye’ nin iklimine etki eden faktörleri de incelerken iki başlık altında toplamak gerekir:
a. Matematiksel konuma göre iklimi etkileyen unsurlar
Türkiye 26º-45º Doğu boylamları 36º-42º kuzey enlemleri arasında yer alır. Bulunduğu enlem değerlerine göre orta külkesidir ve ılıman iklim kuşağında yer alır. Dünya iklim sınıflandırmasında ise Akdeniz iklim kuşağında bulunur. Bu durumun sonuçlarına bakıldığında şöyle bir sıralama yapabiliriz.
✓ Yaz aylarında sıcak (tropikal) hava akımlarının etkisinde kalır iken kış aylarında hem sıcak (tropikal) hem de soğuk (polar) hava akımlarının etkileri görülmektedir. Dolayısıyla dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
✓ Dönenceler dışında yer aldığı için güneş ışınlarını dik açı ile alamaz ancak Ekvator’a yakın olması yaz mevsiminin uzun yaşanmasına neden olur.
✓ Çevresinde bulunan farklı basınç merkezlerinin etkisinde kalır.
✓ Güneyden kuzeye doğru sıcaklıklar azalır.
✓ Kuzeyden esen rüzgârlar sıcaklığı düşürür, güneyden esen rüzgârlar sıcaklığı artırır.
✓ Batı rüzgârlarının etkisi altında kalır. Kış aylarında cephesel yağışların oluşmasının en önemli nedenidir.
b. Özel konumunun iklim üzerine olan etkileri
Özel konum bir yerin dağlara, denizlere, boğazlara, maden yataklarına, dağların uzanış doğrultusuna göre bulunulan yeri tarif etmek amacı ile kullanılan bir tanımdır.
c. Karasallığın etkisi
- Türkiye batıdan doğuya doğru ve kıyıdan iç kesimlere doğru ilerledikçe karasallığın şiddeti artar.
- Yaz mevsimi ile kış mevsimi arasındaki sıcaklık farkı yüksektir.
- Karalar çabuk ısınır çabuk soğurlar.
- Yaz aylarında karalardaki sıcaklık değerleri denizin kenarındaki bir noktaya göre daha çok hissedilir.
- Kışın ise yer kabuğu hızlı soğuduğu için atmosfer sıcaklığı da düşer.
- Yaz mevsiminde Anadolu’nun iç kısımlarına doğru yıllık sıcaklık farkının değişken olması tarım orman ve kalıcı karın alt sınırının yükselmesine neden olmaktadır. Bir örnek vererek açıklayacak olursak Ege bölümünde tarımın üst sınırı 1000m iken Doğu Anadolu’ da bu sınır 2000 m. ye çıkmaktadır.
- Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır.
- Kıyılarda denizelliğin etkisi ile yıllık sıcaklık farkındaki değişim daha az yaşanmaktadır.
- Deniz yüzeyinde ısınan sular dikey doğrultuda hareket ederek dibe doğru çöker, alttaki su yüzeye çıkar ve ısınır.
- Böylece denizlerde ısı daha yavaş değişir. Yani denizler geç ısındığı gibi geç soğurlar.
- Ocak ayında Samsun’un sıcaklık ortalaması Ankara’ dan daha yüksektir.
- Ayrıca Samsun deniz kenarında olması mutlak nem oranın Ankara’ dan fazla olmasında etkilidir.
Türkiye’ de yer şekilleri çeşitlilik arz eder. Eski dünya karalarının üzerinde yer alması pek çok orojenik (Dağ oluşumu) ve epirojenik (Kıta alçalmaları) hareketlere maruz kalmıştır. Volkanik dağlar, sıradağlar, çöküntü ovaları, çeşitli vadiler ve platolar bulunmaktadır. Yer şekillerinin çok çeşitli olması kısa mesafede iklim değişimlerinin görülmesinin temel nedenidir.
Yer şekillerinin iklim üzerine olan etkileri incelenirken iki başlık altında sıralanabilir.
Yükselti: Türkiye ortalama yükseltisi 1000 m nin üzerindedir. Yükselti batıdan doğuya doğru gittikçe artar. Özellikle Doğu Anadolu bölgesinde yükselti 2000 m nin üzerine çıkmaktadır. Yükselti atmosfer içindeki havanın soğumasına neden olur. Yükseldikçe sıcaklık değerleri düşer. O yüzden kış aylarındaki sıcaklık değerlerinin en düşük olduğu iller Erzurum, Kars, Ağrı gibi Doğu Anadolu illeridir. Yükseltinin fazla olduğu yerlerde karın yerde kalma süresi ve donlu gün sayısı daha fazla olur. 5000m yükseltiye sahip Ağrı dağının zirvelerinde yıl boyunca kar ve buz örtüsüne rastlanabilir. Yine kış aylarında Karadeniz bölgesinde yer alan Kaçkar dağlarının eteklerinde yağmur alırken zirveye doğru kar yağışları ve don olayı görülmektedir.
Dağların Uzanış Doğrultusu ve Bakı Etkisi:
Bakı Etkisi: Bakı,bir yöne doğru dönük olma anlamına gelir. Coğrafi anlamda bakı terimini kullanırken yeryüzü şekillerinin güneşe dönük olup olmaması ya da yağışlı bir yamaca göre olan konum şeklinde kullanılır. Türkiye, Ekvator’un kuzeyinde yer alır. Bundan dolayı dağların güney yamaçları daima sıcaktır. Güney yamaçlardaki kar örtüsü daha erken erir yerleşmelerin üst sınırı kuzey yamaçlara göre yamacın daha yükseklere çıkar, tarım ürünleri daha kısa sürede olgunlaşır ve güneşlenme süresi daha uzun olur.
1.6.2.1 Türkiye’ de İklim Elemanları
a. Türkiye’ de Sıcaklık
Türkiye’ deki yıllık ortalama sıcaklık dağılışına bakıldığında sıcaklıkların 3º ile 20º C arasında değiştiği gözlemlenmektedir. Sıcaklığın yıl içerisinde dağılışına yükselti, karasallık-denizellik, enlem gibi faktörlerin etkisi altındadır.
✓ Türkiye’ de yükselti basamakları batıdan doğuya doğru artmaktadır. Doğu Anadolu bölgesinde yükseltinin 4000 m ve üzerinde olan yerlerde yıllık ortalama sıcaklıklar 0º C nin altına düşmektedir. ✓ Yine kıyıdan uzaklaştıkça karasallığın şiddeti artar. Karasallığın arttığı sahalarda kışlar daha sert geçerken yazlar daha sıcak ve kurak geçmektedir. Ankara’ daki yıllık sıcaklık değişimleri İzmir’ e göre daha çok hissedilir.
✓ Ülkemizdeki Akdeniz’in tuzluluk oranı bariz Karadeniz’ e göre fazladır. Sebebi Akdeniz’in daha güneyde bulunmasıdır. Yıllık sıcaklık dağılış haritasında da görüldüğü gibi sıcaklıklar güneyden kuzeye doğru enlem etkisine (Ekvator'a yakınlık)bağlı olarak azalmaktadır.
*Türkiye’ de güneşli gün sayısının en fazla olduğu bölge Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Bu sayı kuzeye doğru gittikçe azalır. En az Karadeniz kıyı bölgesinde görülür çünkü bulutluluk oranı fazladır.
Türkiye temmuz ayı sıcaklık ortalamasından çıkarılacak yorumlar şöyledir:
✓ Yaz aylarında ülkemizin genelinde sıcaklıklar yüksektir. Kıyıdan iç kesimlere doğru sıcaklıklar azalır ancak çok büyük sıcak farkları yaşanmaz.
✓ En yüksek sıcaklıklar enlem etkisi, denizden uzaklık ve güneyden gelen sıcak karakterli rüzgârlar etkilidir. Yaz aylarında bu bölgede sıcaklıklar 30º C'nin üzerine çıkmaktadır.
✓ Karadeniz bölgesinde ise yükseltinin fazla olduğu yerlerde yaz ayı serin geçerken sahilde sıcaklıklar nispeten daha yüksektir. Sebebi yükselti ve enlemdir.
✓ Ocak ayında en düşük sıcaklıklar Doğu Anadolu’ da görülür. Özellikle Kuzey Anadolu platolarında sıcaklıklar 20º C’nin altına düşmektedir.
b.Türkiye’de Etkili olan Basınç Kuşakları ve Rüzgârlar
Kış mevsiminde Anadolu, karasallığın da etkisiyle Sibirya yüksek basınç merkezinin etkisine altına girer. Bu yüksek basınç ve soğuk hava kütlesi Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde sıcaklıkları düşürür. İç kesimlerden gelen soğuk hava Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin sıcaklıkları düşürür. Bu durum soğuk rüzgârların esmesine neden olur.
Yaz mevsiminde ise Türkiye Asor DYB ile Basra TAB etkisindedir. Basınç dağılışı ve rüzgârların yönü, kış mevsimine göre daha düzenlidir. Güney ve güney doğudan ülkemize giren Basra alçak basıncı sıcaklıkları artırır. Güney batıdan giren Asor Yüksek Basıncı Başlangıçta soğuk karakterli olsa da ülkemize yaklaştıkça ısınır ve yağış gerçekleşmez buna karşılık kurak ve sıcak bir iklim ortaya çıkar.
Türkiye genelinde kuzeybatı yönlü rüzgârlar (Batı rüzgârları) egemendir. Doğu Akdeniz kıyılarında ise güney yönlü rüzgârlar eser. Kuzeybatı yönlü rüzgârlar, Karadeniz bölgesinde, denize dönük dağ yamaçlarına bol miktarda yağış bırakırlar.
Ülkemizde etkili olan başlıca rüzgârlar şunlardır:
Karayel: Ülkemize Orta Avrupa ve Balkanlar üzerinden gelen kuzeybatı yönlü rüzgârlardır. Soğuk karakterlidir. Özellikle Marmara bölgesinde kış mevsiminde kar yağışlarına sebep olur.
Yıldız: Türkiye’ye kuzey yönünden esen sıcaklığı düşürücü etkisi olan rüzgârlardır.
Poyraz: Kuzeydoğudan ülkemize doğru esen sıcaklıkları düşüren, buharlaşmayı azaltan rüzgârdır.
Lodos: Ülkemizde güneybatı yönünden eser. Kış mevsiminde estiklerinde sıcak ortalamalarını artırır, kar erimelerini kolaylaştırır, dere yataklarındaki suların taşmasına ve soba zehirlenmelerine neden olur.
Kıble: Güney yönlü esen rüzgârlardır. Doğu Akdeniz üzerinden geldiği için sıcaklıkları artırır. Toros Dağlarında yamaçlar boyunca yükselirken yağışlara neden olur.
Keşişleme (samyeli): Güneydoğu yönlü eserler. Suriye ve Irak Çölleri üzerinden geldiği için sıcaklıkları artırır. Çöl kaynaklı oldukları için kuru rüzgârlardır. Bol miktarda toz taşır. Kuraklığa neden olurlar.
İmbat: Ege kıyılarında, gündüz denizden karaya doğru esen, serin deniz meltemlerine verilen addır.
*Türkiye' de rüzgârlar mevsime göre yön değiştirirler. Kuzey yönlü olan rüzgârlar sıcaklıkğı düşürürken güney yönünden esenler sıcaklıkğı artırır. Kıyıya paralel uzanan dağ sıralarını aşan ve iç kısımlara doğru alçalan hava kütleleri ısınarak kurutucu etkide bulunur. Bu hava kütleleri föhn rüzgârlarını oluşturur.
c. Türkiye’ de Nemlilik ve Yağış
Nemlilik ve yağış koşulları ülkemizdeki bitki dağılışı, bitki türleri, tarım ürünü çeşitlerini ve nüfusun alansal dağılışını etkileyen en temel faktörler arasındadır.
Türkiye’nin yıllık yağış ortalaması 600 mm civarındadır. Yağışlar ülkemize eşit oranda dağılmamıştır. Yağışlar genel olarak kıyıdan iç kesimlere ve dağların denize bakan yamaçlarından iç yamaçlara doğru azalma görülmektedir. Karadeniz bölgesinin doğusu en çok yağış alan bölgedir. (Rize ve çevresi 2300 mm) Karadeniz bölgesinin batısı ve Antalya Körfezi’nin batısına doğru yağış ortalamaları yükseklir. Yurdumuzda en az yağış İç Anadolu bölgemize düşer. Kuraklığın en çok hissedildiği yerler Tuz Gölü çevresi, Iğdır Ovası ve Malatya Ovası gibi etrafı yüksek dağlarla çevrili alanlardır. (250 –300 mm).
Türkiye’de oluşumlarına göre yağışları üçe ayırabiliriz:
Orografik yağışlar
Denizden gelen nemli hava kütlelerinin denize paralel şekilde uzanan dağ yamaçları boyunca yükselerek soğuması sonucu oluşan yağışlardır. Karadeniz, Akdeniz ve Yıldız Dağları çevresinde görülür.
Konveksiyonel Yağışlar
İlkbahar ve yaz başlarında gündüz ısınan havanın yükselmesi ve soğuması ile olu- şur. Denizden uzak iç kısımlarda daha yaygındır. En fazla İç Anadolu bölgesinde görülür. Kırkikindi yağışları da denir.
Cephesel Yağışlar
Özellikle kış mevsiminde kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri ile güneyden gelen ılık hava kütlelerinin karşılaştığı alanlarda, ılık ve nemli havanın soğuk hava kütlesinin üzerine yükselerek soğuması sonucu oluşan yağışlardır. En fazla Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerimizde görülür.
1.6.2.2 Türkiye’ deki İklim Tipleri
Türkiye ılıman kuşak ile subtropikal iklim kuşakları arasında yer almaktadır. Bulunduğu coğrafi konum dolayısıyla Türkiye’ de farklı yer şekilleri ve farklı iklim tiplerinin görülmesine yol açmıştır.
Birçok ülkeye oranla iklim çeşitliliğinde şanslı konuma sahip olan Türkiye’de başlıca üç çeşit iklim tipi görülmektedir. Bunlar:
a. Akdeniz iklimi,
b. Karasal iklimi,
c.Karadeniz iklimidir.
Nemlilik ve yağış koşulları ülkemizdeki bitki dağılışı, bitki türleri, tarım ürünü çeşitlerini ve nüfusun alansal dağılışını etkileyen en temel faktörler arasındadır.
Türkiye’nin yıllık yağış ortalaması 600 mm civarındadır. Yağışlar ülkemize eşit oranda dağılmamıştır. Yağışlar genel olarak kıyıdan iç kesimlere ve dağların denize bakan yamaçlarından iç yamaçlara doğru azalma görülmektedir. Karadeniz bölgesinin doğusu en çok yağış alan bölgedir. (Rize ve çevresi 2300 mm) Karadeniz bölgesinin batısı ve Antalya Körfezi’nin batısına doğru yağış ortalamaları yükseklir. Yurdumuzda en az yağış İç Anadolu bölgemize düşer. Kuraklığın en çok hissedildiği yerler Tuz Gölü çevresi, Iğdır Ovası ve Malatya Ovası gibi etrafı yüksek dağlarla çevrili alanlardır. (250 –300 mm).
Türkiye’de oluşumlarına göre yağışları üçe ayırabiliriz:
Orografik yağışlar
Denizden gelen nemli hava kütlelerinin denize paralel şekilde uzanan dağ yamaçları boyunca yükselerek soğuması sonucu oluşan yağışlardır. Karadeniz, Akdeniz ve Yıldız Dağları çevresinde görülür.
Konveksiyonel Yağışlar
İlkbahar ve yaz başlarında gündüz ısınan havanın yükselmesi ve soğuması ile olu- şur. Denizden uzak iç kısımlarda daha yaygındır. En fazla İç Anadolu bölgesinde görülür. Kırkikindi yağışları da denir.
Cephesel Yağışlar
Özellikle kış mevsiminde kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri ile güneyden gelen ılık hava kütlelerinin karşılaştığı alanlarda, ılık ve nemli havanın soğuk hava kütlesinin üzerine yükselerek soğuması sonucu oluşan yağışlardır. En fazla Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerimizde görülür.
1.6.2.2 Türkiye’ deki İklim Tipleri
Türkiye ılıman kuşak ile subtropikal iklim kuşakları arasında yer almaktadır. Bulunduğu coğrafi konum dolayısıyla Türkiye’ de farklı yer şekilleri ve farklı iklim tiplerinin görülmesine yol açmıştır.
Birçok ülkeye oranla iklim çeşitliliğinde şanslı konuma sahip olan Türkiye’de başlıca üç çeşit iklim tipi görülmektedir. Bunlar:
a. Akdeniz iklimi,
b. Karasal iklimi,
c.Karadeniz iklimidir.
a. Akdeniz İklimi
✓ Akdeniz bölgesinde,
✓ Ege bölgesinde,✓ Marmara bölgesinin güneyinde görülür. Akdeniz İkliminin Özellikleri: Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.
b.Karasal İklim
✓ Doğu Anadolu,
✓ İç Anadolu,
✓ Güneydoğu Anadolu,
✓ İç Batı Anadolu,
✓ Ergene Havzası’ nda etkilidir.
✓ Bu iklim tipinde yıllık sıcaklık farkı fazladır. Bu iklim tipi iki alt gruba ayrılır:
Ilıman Karasal İklim
✓ İç Anadolu
✓ Güneydoğu Anadolu
✓ Ergene Havzası
✓ Kıyılardan uzak iç kesimlerde
✓ Doğu Anadolu’ nun alçak alanlarında görülür.
Ocak ayı sıcaklık ortalaması 0 ºC dir. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 25º C dir. Yıllık yağış miktarı ortalama 550 mm. dir. Yağışın en fazla olduğu mevsim İlkbahardır. Yaz ayları kuraktır. Örneğin: Konya yıllık yağış miktarı 322 mm. Iğdır da 260 mm’ dir. Bu iklim bölgesinde yer alan Güneydoğuda en yüksek yaz sıcaklığı yaşanır. Ilıman karasal iklim bölgesinin doğal bitki örtüsü bozkırdır.
Sert Karasal İklim
Bu iklim tipi;
✓ Kars,
✓ Ardahan,
✓ Erzurum,
✓ Ağrı illerinde görülür.
Ocak ayı sıcaklık ortalaması -10.8ºC’ dir. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 18.6 ºC’ dir. Yıllık ortalama yağış miktarı 493 mm. dir. En fazla yağış yaz mevsiminde düşer. Doğal bitki örtüsü çayırdır. En fazla don olayının görüldüğü yerlerdir.
c. Karadeniz İklimi
✓ Her mevsim yağışlıdır.
✓ En fazla yağış sonbahar ve ilkbaharda düşer.
✓ Yıl boyunca aylık ortalama sıcaklık 0 °C altına düşmez.
✓ Doğu Karadeniz bölümünde yıllık yağış miktarı 2000 mm’.nin üstündedir.
✓ Batı Karadeniz bölümünde yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm. nin civarındadır.
✓ Orta Karadeniz bölümünde yıllık yağış miktarı 700-1000 mm arasındadır.
Karadeniz ikliminin görüldüğü alanlarda kar yağışlı günlerin ortalaması on sekiz gündür. Yıllık ortalama sıcaklık 13-15° C dir. Ocak ayı ortalama sıcaklığı 4,2° C' dir. Temmuz ayı ortalama sıcaklığı 21–22 ° C’ dir. Türkiye' de yıllık sıcaklık farkının en az olduğu iklim tipidir. Doğal bitki örtüsü karma ormandır. Yüksek alanlarda Alpin çayırlarına rastlanır.
5-6 BÖLÜMLERDE BİTTİ :))
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
0 Yorumlar