1. ÜNİTE BEŞERİ SİSTEMLER ÖZET
1.1 YERLEŞMELERİN GELİŞİMİ
- İnsanoğlu var olduğu günden bugüne gelinceye kadar barınma, en temel ihtiyaçlar arasında olmuştur.
- Önceleri avcılık toplayıcılık ile geçinen insanların ilk yerleşmeleri de geçici olmuştur.
- Doğa koşullarının uygun olduğu alanları tercih etmişler.
- Özellikle su kaynaklarının çevresi yerleşim yeri olarak seçilmiştir.
- Ağaç kovukları, kaya oyukları ve yer altı mağaralarını barınak olarak kullanmışlardır.
- Besin kaynakları azalınca başka yerlere göç ederek yerleşme faaliyetini sürdürmüşlerdir. Daha sonra toprağı işlemeyi öğrenmiş tarım yapmaya başlamış ve yerleşik hayata geçmişlerdir.
- Çevredeki çeşitli malzemeleri (ağaç, taş, toprak) kullanarak evlerini inşa etmişlerdir.
- Yerleşme yerlerinin seçiminde iklim koşulları ve yüzey şekilleri en etkili faktörler olarak karşı- mıza çıkar. Sıcaklık değerlerinin çok yüksek ya da çok düşük olduğu sahalar yerleşme açısından bakıldığında seyrek sahalar iken, ılıman sahalar yerleşmeye daha müsaittir.
- Yerleşik hayata geçtikten sonra nüfus miktarı hızla artmış ve konut ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
- Zamanla önce köyler sonra kasabalar ve daha sonra da şehirler kurulmuştur. Tarım ve hayvancılık ile elde ettikleri ürünleri kullanarak takas yolu ile ticarete de adım atmışlardır.
- Ticaretin gelişmesi ticaret şehirlerini, denizciliğin gelişmesi ile liman şehirlerini, inançlardaki farklılıklar ise dinî şehirleri ortaya çıkarmıştır.
1.1.1 Geçmişten Günümüze Yerleşmeler
A. Doğal (Fizikî) Faktörler
Yerleşmelerin yer seçiminde etkili olan fizikî faktörleri
altı başlık altında toplayabiliriz:
1. Yer Şekilleri: Yeryüzü şekilleri denildiğinde akla
ilk gelen dağların uzanış doğrultusu, eğim, bakı ve yükselti
durumudur.
- Yurdumuzda Karadeniz bölgesinde dağlar, doğu-batı doğrultusunda kıyıya paralel uzanır. Bu durum kıyı ile iç kesimler arasında ulaşımı zorlaştırdığı gibi kıyının nemli havasının iç kesimlere sokulmasını da engeller.
- Bunun beşerî coğrafya açısından etkilerine baktığımızda nüfus, kıyıda yoğun iken, kıyı gerisinde daha seyrektir.
- Arazideki eğimin artması ulaşımı, yerleşmeyi ve tarımı kısıtlar. Düz alanlarda yerleşme dokusu toplu iken arazi eğiminin arttığı yamaçlarda yerleşmeler dağınıktır.
- Yükseltinin iklim koşulları üzerine olan etkisine Dünya’ dan örnek verecek olursak;
✓ Avrupa Kıtası’nda; Ural Dağları,
✓ Kuzey Amerika Kıtası’nda; Kayalık Dağları,
✓ Güney Amerika’ da; And Dağları’nın yüksek kesimlerinde yerleşmeler azdır.
2. İklim Koşulları: Yağış ve sıcaklığın uygun olduğu yerler, hem sık nüfuslu hem de
yoğun yerleşim alanlarıdır. Orta Kuşak bu anlamda nüfusun ve yerleşmenin en yoğun
olduğu alanlardır. Tropikal alandaki iklime bakıldığında alçak yerlerde yerleşmelerin olmadığı görülür çünkü hava sıcak ve nem oranı yüksektir.
- Balta girmemiş bu ormanlık sahalarda yerleşme yeri açmak tarımsal faaliyet yapmak çok güçtür. Onun için insanlar daha yüksek yerleri yerleşme alanı olarak seçerler. Buna karşılık soğuk kutupsal iklimin etkili olduğu yerlerde (İskandinav Yarımadası, Grönland Adası, İzlanda ve kalıcı karların bulunduğu dağların yüksek yerlerinde) yerleşmelerin olmadığı ya da sayıca çok az olduğu görülür.
- Ülkemizdeki iklim koşulları, yerleşmelerin sınırını ve dağılışını belirleyen en önemli faktördür.
- Doğu Anadolu bölgesi gibi kış sıcaklıklarının düşük olduğu yerlerde ve dağların yüksek kesimlerinde yerleşme sayısı azdır.
- Güneydoğu Anadolu ile İç Anadolu’ da yazın kuraklığın hissedilir olması nedeniyle nüfus ve yerleşmelere su kenarlarında rastlanır.
- Ege, Akdeniz, Marmara, Karadeniz sahil alanlarında yerleşme sayısı artar. Taşeli Platosu, Menteşe Yöresi ve Hakkâri Yöresi yağış miktarının çok olduğu yerel (mahallî) alanlardır ancak elverişsiz yer şekilleri bu alanlarda yerleşme ve nüfuslanmayı kısıtlamaktadır.
4. Toprak Yapısı: Yerleşim yeri olarak kullanılacak
arazinin sahip olduğu jeolojik özellikler arazideki maden
varlığı ile yakından ilişkilidir.Maden rezervinin çok olduğu
bu sahalarda yerleşme dokusu sıklaşır. Yine toprak
yapısının verimli olması yerleşmeyi doğrudan etkileyen
bir başka doğal unsurdur.
5. Bataklık Alanlar: Bataklık, sazlık gibi sahalarda suların birikmesinden dolayı
toprağın içindeki oksijen azalır. Bataklık alanların kendine has bitki florası vardır.
Bu floranın artıkları tabanda birikerek organik maddeleri oluşturur. Böylece bataklık
alanlarda verimlik artar ancak bazı bataklıklar tuzlu ve alkali bir yapıya sahiptir. Bu tip
bataklık sahalarına tuzlu bataklıklar denir.
B. Beşerî Faktörler
İnsanın doğa üzerinde yaptığı her faaliyet beşerî faktörler arasında yer alır. Beşerî
faktörler ile fiziki faktörler arasındaki uyum, yerleşmelerin dağılışına, tipine ve dokusuna
etki eder. Beşerî faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1.Tarımsal Faaliyetler: Tarımsal faaliyetler ve hayvancılığın nüfus ve yerleşmenin
dağılışına olan etkilerine baktığımızda bu faaliyetlerin yoğun olarak yapıldığı yerlerde
yerleşme dokusu ve nüfus sıktır. Özellikle sulak verimli arazilerin bulunduğu ovalarda
yerleşmeler yoğun olarak karşımıza çıkar.
- Dünya’ da Nil Vadisi, Mezopotamya Bölgesi, İndus ve Ganj Nehirleri' ni; Türkiye’ de ise Çukurova, Adapazarı Ovası ve Bakırçay Ovasını örnek olarak verebiliriz.
2. Ulaşım, Sanayi ve Ticaret: Ulaşımın geliştiği yerlerde sanayi faaliyetleri de gelişme göstermektedir. Sanayinin gelişmesi ticareti, doğal olarak da nüfus ve yerleşmenin
yapısını değiştirmektedir.
- Dünyada ve ülkemizdeki birçok şehirde bu üç unsur yerleşme yapısının nasıl olacağı hakkında bilgi verir. İstanbul, İzmir, Mersin ve Bursa şehirleri hem ulaşım hem ticaret hem de sanayinin geliştiği şehirlerimizdendir.
3. Turizm: Turizm faaliyeti denilince akla ilk gelen yaz turizmidir. Güneşlenme süresinin ve sahil şeridinin uzun olduğu kıyılarda turizm sektörü gelişir. Dolayısıyla bu
alanlarda nüfus ve yerleşme dokusunun sık olduğu gözlenir.
- Akdeniz kıyıları, Maldiv Adaları, Dubai sahillerini örnek olarak verebiliriz.
4. Enerji Kaynakları ve Madencilik: Madenlerin kullanım alanı yaygınlaştıkça
madenciliğe bağlı sektörel büyümeler de artmıştır. Maden yataklarının bulunduğu
yerleşmelerde tarımsal faaliyetler geri planda kalır.
- Özellikle kömür, petrol, demir gibi ticari değeri yüksek olan madenlerin çıkarım alanlarında yerleşmeler sayıca fazladır. Almanya’nın Ruhr Bölgesi ile ülkemizdeki Zonguldak ili örnek olarak verilebilir.
Yerleşmelerin sınıflandırılmasında kullanılan temel ölçütler, yerleşme yerindeki
ekonomik faaliyetler yerleşmenin nüfus durumudur. Bu kriterlere göre yerleşmeleri
iki gruba ayılır:
a) Kırsal yerleşmeler
b) Kentsel yerleşmeler
1.2.1 Kırsal Yerleşmeler
Kır yerleşmeleri, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin bir arada yapıldığı yerlerdir.Hatta bazı kır yerleşmelerinde tarım, bazılarında hayvancılık öne çıkmaktadır.
- Kır yerleşmeleri nüfus sayıları bakımından az olan yerlerdir.
- Kır yerleşmeleri kendi arasında köy yerleşmeleri, köy altı yerleşmeleri ve kasabalar olarak sınıflandırılır.
- Bu yerleşmeler, nüfus yapılarına, kuruldukları yere, yerleşme planlarına ve ekonomik işlevlerine göre de ayrıca sınıflandırılır.
1. Nüfus Büyüklüğüne Göre Yerleşmeler
a. Kasabalar: Köy yerleşmeleri ile şehir yerleşmeleri arasında köprü yerleşmelerdir.
Kasabalar fonksiyonel olarak şehirler kadar gelişmiş yerler değildir ancak köy yerleşmelerine
göre daha gelişmiştir. Nüfus yapılarına göre sınıflandırma yapılırsa nüfusu 5000 -20000 arasında olan yerleşmelerdir.Ayrıca kasaba yerleşmeleri de tıpkı şehir yerleşmeleri gibi fonksiyonlarına
göre ayrılır. Örneğin; tarım kasabaları, ticaret kasabaları, hizmet kasabaları, endüstri
kasabaları gibi...
b. Köyler: Köy, idari birimlerin en alt basamağıdır.Coğrafi anlamda köy, sınırları belli olan ve bu sınırlar
içinde toplu ya da dağınık hâlde meskenlerden oluşan
tarımsal faaliyetlerin daha çok yapıldığı, seçimlerle iş başına gelen muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından yönetilen
idari ünitelerdir.
Köy yerleşmelerinin toplu ya da dağınık olmasında etkili olan faktörler şunlardır:
✓ Yer şekilleri
✓Su kaynakları
✓ Tarım alanları
✓ Tarımın yapılış şekli
Genel olarak köy yerleşmelerine bakıldığında bazı ortak yanların olduğu da gözlemlenir.
Köyün merası, köyün camisi ya da köy evi denilen mekânlar, köyün koruluk
ya da orman alanları ortak sahalardır.
c. Köy Altı Yerleşmeler: Köyden daha küçük olan tek ev ve eklentileri şeklinde
olabileceği gibi birden fazla evin ve eklentinin bulunduğu yerleşmelerdir.Köy altı yerleşmelerde toplam nüfus, köy nüfusunun altındadır.
Köy Altı Yerleşmelerinin ortaya çıkma nedenleri:
✓ Ekonomik sebepler
✓ Aileler arası sorunlar
✓ Tarım alanlarının yetersiz ve parçalı olması.
Köy altı yerleşmelerin ortak özellikleri:
✓ Geneli geçici yerleşmelerdir.
✓ Özel mülkiyettir.
✓ Tarım ve hayvancılıkla geçinirler.
✓ İleri zamanda köy ve şehir yerleşmeleri hâlini alırlar.
✓Yapılan ekonomik faaliyet türüne göre veya bulunduğu bölgelere göre isim alırlar.
2. Yerleşme Planlarına Göre Yerleşmeler
Yerleşme tiplerinin ortaya çıkmasında doğal faktörler etkilidir. Doğal faktörler
özellikle kırsal yerlerdeki yerleşme planını etkiler.
- Buna göre düşünüldüğünde yerleşme merkezi dediğimiz yerleşme çekirdeği bir yolun etrafında ise buna yol boyu yerleşme;
- demir yolu, su kanalı ya da akarsu vadisi boyunca uzanıyorsa hat boyu yerleşme;
- genellikle yolların çevresinde uzanan bir özellik gösteriyorsa ışınsal yerleşme;
- arazide engebenin az olduğu düz sahalardaki yerleşmelere dairesel yerleşme denir.
- Yerleşme çekirdeklerinin plansız birbirine yakın olarak konumlandığı yerleşmelere ise küme planlı yerleşme adı verilir.
a. Toplu Yerleşmeler: Evlerin birbirine yakın olarak
kurulduğu yerleşmelere toplu yerleşme denir. Toplu
yerleşmelerin ortaya çıkmasında su kaynaklarına yakın
olma isteği başlıca nedenler arasındadır. Bunun dışında
toprakların sınırlı olduğu yerlerde insanlar tarım arazisi
üzerine değil, yakınındaki dağ yamaçlarına toplanırlar.
Önemli ulaşım yollarının etrafında toplu yerleşme modeline rastlanır.
b. Dağınık Yerleşmeler:
Tek ev ve eklentilerden ibaret olan bu tip yerleşmeler,
tarımsal toprakların sınırlı olduğu dağlık araziler ve eğimin fazla olduğu alanlarda
yaygınlık gösterir. Ülkemizde Doğu Karadeniz bölümünde evler bazen tek bazen de
yamaca serpilmiş hâlde dağınık olarak bulunur. Dağınık yerleşme tipine dünyadan örnek
verecek olursak ABD’de Hamlet adı verilen çiftlik yerleşmeleridir. Bu yerleşmeler beş
altı evden oluşur.
4. Kuruldukları Yere Göre Yerleşmeler
- Kırsal yerleşmeler kuruldukları yerlere göre de isim alırlar.
- Fiziki koşulların farklılığı bu yerleşmelerin ortaya çıkmasında en önemli faktördür.
- Akarsu kenarlarında, dağ eteğinde, vadi tabanlarında, ormana yakın yerlerde, deniz ve göl kenarları ile taban suyu olan ovalarda kırsal yerleşmeler görülür
5. Ekonomik Yapılarına Göre Yerleşmeler
- Kırsal yerleşmelerde hâkim ekonomik faaliyetin türüne göre yapılan sınıflandırmadır.
- Kırsal yerleşmeler tarım, hayvancılık, turizm, madencilik, balıkçılık, ormancılık gibi faaliyetlere göre ayrılır.
- Örneğin, Ankara ilinin Pursaklar ilçesine bağlı olan Yeşilova (Sirkeli) köyü tarım ve hayvancılığın yapıldığı aynı zamanda mesire yeri olarak da öne çıkan kırsal yerleşmedir.
1.2.2 Kentsel Yerleşmeler
Kentler üzerinde yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan başka yerlere
fazlaca ihtiyaç duymayan, fonksiyonel özelliği olan, nüfusu 50.000’in üzerindeki yerleşmelerdir.
- Bütün şehir yerleşmelerinde belediye örgütleri bulunur.
- Ayrıca itfaiye, temizlik ve zabıta teşkilatı da yer almaktadır.
- Şehirlerde trafiği düzenleyen işaret ve lambalar düzenli bir şekilde yerleştirilir. Alt yapı hizmetlerinde aksamalar olsa bile köy ve kasabalara göre daha düzenlidir.
- Bununla beraber şehirler hizmet sektörünün geliştiği çeşitlendiği mekânlardır. Şehirlerde esnaf ve zanaatkarın çok olması iş yeri sayısının fazla olmasından kaynaklandığı görülür
- Bütün bu sayılanların bir arada bulunduğu yerleşmelere kent ya da şehir diyebiliriz.
1. Nüfus Yapılarına Göre Şehirler
a. Küçük Şehirler: Nüfusu 30.000 ile 100.000 arasında olan yerler
Örneğin;Ardahan (98.335), Bayburt (90.154)
b. Orta büyüklükteki Şehirler: Nüfusu 100.000 ile 200.000 arasında olan yerler
Örneğin; Çankırı (183.880), Gümüşhane (172.034)
c. Büyük Şehirler: Nüfusu 200.000 ile 1.000.000 arasında olan yerler
Örneğin;Kırıkkale (356.050), Çanakkale (519.793)
d. Metropolitan Şehirler: Nüfusu 1.000.000 dan fazla olan yerler
Örneğin; İstanbul (14.804.116), İzmir (4.223.541), Ankara (5.346.518)
2. Fonksiyonlarına (İşlevlerine) Göre Şehirler
Şehirler fonksiyonlarına göre ayırılırken idari, askerî, maden, ticari, kültürel, liman,
tarım şehirleri gibi özelliklerine uygun olarak sınıflandırılırlar.Bu sınıflandırmada
esas olan, o şehrin ağır basan özelliğidir.
- Tarımın yaygın olarak yapıldığı şehirlere tarım şehri denilirken madenciliğin öne çıktığı şehirlere de maden şehri denir.
- Bazı şehirlerde ise birden fazla özellik öne çıkabilir. Örneğin, İstanbul hem ticaret hem sanayi hem de turistik değerleri olan bir şehirdir.
b. Kültürel Şehirler: Bilim-sanat etkinliklerinin canlı
olduğu, üniversitelerin bulunduğu, kongre ve festivallerin
düzenlendiği ve tarihî zenginliklere sahip şehirlerdir.
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya bu tip şehirlere
örnek verilebilir.
c. Askerî Şehirler: Şehrin gelişmesinde askerî birliklerin
etkili olduğu yerlerdir. Askerî okullar, garnizonlar,
kışlaların varlığı şehrin öne çıkan özelliğidir. Malatya,
Çorlu, Erzincan, Eskişehir bu tip şehirler arasındadır.
d. Maden Şehirleri: Önemli maden yataklarının bulunduğu
ve çıkarıldığı yerleşim yerleridir. Zonguldak,
Afyon, Manisa (Soma) buna örnek olarak verilebilir.
e. Sanayi Şehirleri: Sanayi tesislerinin çok olduğu şehirlerdir.
Bu tip kentlerde sanayiye paralel olarak ulaşım,
ticaret, eğitim gibi diğer sektörlerde gelişmiştir. Kocaeli,
Gaziantep, İstanbul, Adana bu tip şehirlere örnek olarak
verilebilir.
f. Turizm şehirleri: Yaz turizmi, kış turizmi, dağ turizmi,
botanik turizm, doğal güzellikler turizmi gibi faaliyetlerin
öne çıktığı şehirlerdir. Antalya, Bolu, Rize,-
Bodrum, Nevşehir turizm şehirlerine örnek teşkil eder.
g. Liman Şehirleri: Kıyı ile ard bölgesi arasındaki
ulaşımın geliştiği şehirlerdir. Avrupadaki Rotterdam limanı,
ülkemizde ise İstanbul, Mersin, İzmir Limanlarını
örnek olarak verebiliriz.
h. Tarım ve Hayvancılık Şehirleri: Verimli ovaların
olduğu sulak alanlarda endüstriyel tarım öne çıkar. Bu
tip yerleşim yerlerine ise tarımsal fonksiyonu olan şehirler
denir. Adana, Sakarya, Samsun (Bafra ve Çarşamba)
örnek olarak verilebilir. Kars, Erzurum, Artvin gibi şehirlerde
ise tarım kısıtlı olduğu için hayvancılık fonksiyonu
baskındır.
*Bir yerleşim merkezinin özellikle liman şehirlerinde toplanan malların
dağıtıldığı doğal çevre koşullarına art bölge ya da hinterlant denir.
1.2.3 Mesken Tiplerini Etkileyen Faktörler
A) Beşerî Faktörler
Mesken tipleri yapılacak olan ekonomik faaliyete göre şekil alır. Örneğin hayvancılıkla
uğraşan aileler hayvan barınaklarını evlerine eklenti biçiminde yaparlar.
- Ülkemizde Karadeniz bölgesinde hayvanlar evlerin alt katında iskân ederler.
- Diğer bölgelerimizde genel olarak ahırlar evin biraz uzağına kurulur.
- Tarımın öncelikli faaliyet olarak yapıldığı yerlerde, evlerin yakınında ambarlar vardır. Kentler de ise ekonomik güç, evlerin yapı malzemesini çeşitlendirmiştir. Beton gövdeli evleri, kentin her noktasında görmek mümkündür
B)Fiziki Faktörler
Meskenlerin yapımında kullanılan malzeme bölgede görülen iklim ile doğru orantılıdır.
Meskenler bir yerleşme yerini ekonomik ve sosyal yönden en iyi tanıtan aynalardır.Özellikle kırsal yerdeki evler coğrafi çevre koşullarını yansıtırlar.
- Ülkemizde ve dünyada meskenlerin yapı malzemesi olarak ahşap, taş, toprak ve beton kullanılmaktadır.
A. Ahşap Meskenler: Nemli iklim alanlarında görü-
len doğal bitki örtüsü ormanlardır. Orman örtüsünün
yaygın olması kırsal yerlerde ev yapımında ahşap malzemenin
kullanılmasına neden olmuştur.
- Dünyada bu yapılar en çok Ekvatoral iklim sahasında, muson iklim alanlarında ve ılıman okyanussal iklim sahasında görülür.
- Ülkemizde ise bu tip evlere Karadeniz bölgesinde sık rastlanmaktadır. Ahşap meskenlerde ateş tuğlası ve kerpiç bir arada kullanılabilir. Safranbolu’daki evler buna güzel bir örnek olur. Böyle evlere hımış denir.
B. Toprak Meskenler: Kurak ve yarı kurak iklim
alanlarında görülen yapılardır.
- Toprak saman ve bazı bölgelerde alçı ile karılan bir harç hazırlanarak kare şeklinde kesilir. Kesilen bloklarla örülen duvarlar çamurla sıvanarak kerpiç denilen toprak evler yapılır.
- Dünya’ da en çok Kuzey Afrika'da, Arap Yarımadası'da, Asya ve Orta Doğuda da görülmektedir. Ülkemizde ise Karasal iklimin etki sahasında yaygın olarak bulunur.
- İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde sık olarak inşa edilmiştir. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kerpiç evlerin çatı kısmı huni şeklinde kubbelidir. Buna tonoz çatı denir.
- Taş diğer mesken malzemelerine göre daha uzun ömürlüdür.
- Taş malzeme olarak kalker ya da volkanik kayaçlar kullanılır.
- Evlerin yapılış biçimi bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Örneğin Doğu Anadolu bölgesinde evlerin pencereleri küçük ve evin çevresi avlu duvarları ile çevrilir. Ege ve Akdeniz bölgesinde ise evlerin pencereleri büyük, çatıları düzdür.
- Çok katlı yapılarda ve apartmanlarda karşımıza daha çok çıkar.
- Ekonomik imkânların iyileşmesi inşaat sektöründeki yenilikler, betonarme evlerin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
1.3.1 Yerleşmeyi Etkileyen Faktörler
Ülkemizde yerleşmenin dağılışına etki eden iki temel faktör vardır. Bunlar doğal
faktörler ve beşerî faktörler olmak üzere ikiye ayrılır:
A. Doğal Faktörler: Doğal faktörler denilince aklımıza iklim şartları, yeryüzü şekilleri, su durumu, toprak
özellikleri ve bitki örtüsü gelmektedir.
- Ülkemizdeki yerleşmelerin genel olarak dağılışına bakıldığında iklim unsurlarından sıcaklık ve yağış koşulları yerleşmelerin dağılışına doğrudan bir etkiye sahip olduğu görülür.
- Sıcaklık değerlerinin aşırı yükseldiği, kurak sahalar ile yine sıcaklıkların aşırı düştüğü uzun süren don olaylarının görüldüğü yerlerde yerleşme sayısı azdır.
- Buna karşılık ılıman iklimin olduğu sahil bölgelerinde nüfusun sıklaştığı görülmektedir.
- Doğal koşullar içinde bulunan su kaynaklarının varlığı da yerleşmelerin dağılışına etki eden ikinci bir doğal faktördür.
- Su kaynaklarına olan bağımlılık özellikle kurak alanlarda yerleşme yeri seçiminde öne çıkan doğal bir faktördür.
- Yükseltinin az olduğu Ergene Ovası, Konya Ovası, Bursa Ovası, Adapazarı Ovası gibi ovalık alanlarda ulaşımın kolay sağlanması, su kaynaklarının varlığı ve verimli olmaları bu alanlarda yerleşmelerin yoğun olmasını sağlar.
- Pasinler Ovası, Erzurum Ovası, Muş Ovası deniz seviyesinden yüksektir. Uzun süren kışlar bu ovalar üzerinde tarımı, ulaşımı olumsuz etkiler. Doğal olarak bu durum yerleşme sayısını azaltır.
- Ülkemiz Kuzey Yarım Kürede yer alan bir orta kuşak ülkesidir. Dolayısıyla dağların güney etekleri kuzey yamaçlarından daha sıcak ve güneşlenme süresi daha uzundur.
- Çukurova, Bafra Ovası, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Bakırçay gibi akarsu milleri ile oluşan alüvyal tabanlı ovalarda yerleşme yoğun, nüfus ise sıktır. Son olarak bitki örtüsünün sık ve yoğun olduğu sahalarda ulaşım, tarım ve yerleşme zorlaşır. Karadeniz bölgesi bu duruma destekleyen yurdumuzdaki en tipik örnektir.
B. Beşerî Faktörler: İnsanların nüfus ve yerleşme
üzerindeki etkileridir.
- Tarımsal etkinlikler, sanayi, ulaşım, turizm vs. yerleşmelerin yoğunluğunu belirler.
- Ülkemizde tarım ve hayvancılık verimli tarım arazilerinde ve otlakların bol olduğu yerlerde öne çıkar. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki nüfusa sahip şehirlerde bu özellik daha çok kendini hissettirir.
- Örnek olarak Rize, Nevşehir, Aydın, Denizli, Adana, Hatay’ı da verebiliriz.
- Hayvancılık faaliyeti ile nüfusun yoğun, yerleşmenin sık olduğu alanlara örnek olarak da Doğu Anadolu bölgesindeki Erzurum, Kars çevresi verilebilir.
- Fosil yakıtların çıkarıldığı sahalarda yine yerleşmelerin yoğunlaştığı nüfusun kalabalık olduğu yerlerdir. Bu duruma Zonguldak, Batman, Sivas, Murgul örnek olarak verilebilir.
1.3.2 Türkiye’ deki İlk Yerleşmeler
- Coğrafi keşiflerle beraber yeni yerlerin bulunması, yerleşmelerin sınırlarını genişletmiştir.
- Fabrikaların sayısının artması sanayi şehirlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
- Günümüzde şehirler artık nüfusun kalabalık olduğu, hizmet sektörünün geliştiği buna karşılık çevre kirliliğinin yaşandığı yerler hâline gelmiştir. Ülkemizde pek çok eski yerleşim (sit ) alanları bulunur.
A. Çatalhöyük
Çatalhöyük yerleşim alanı Konya’nın Çumra ilçesinde bulunup ilçenin 10 km doğusunda
yer alır.
- Neolitik (3.zaman) dönemde kurulmuş olan bu höyük alanında, iki tane tepe bulunur. Doğuda bulunan tepe MÖ 7.400 ve 6.200 yılları arasına rastlar.
- Doğu tepesi on sekiz yerleşim katmanından oluşmaktadır.
- Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır.
- Batı tepesinde ise MÖ 6.200 ve 5.200 yılları arasında Kalkolitik Dönem’ e (4. zaman) ait kültürel özellikler görülmektedir. Yerleşim yerindeki binalarda malzeme olarak kerpiç, ağaç ve kamış kullanılmıştır.
- Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir.
- Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm arasında değişen büyüklüktedir.
- Bu heykelcikler bolluk ve bereketi temsil ederler.
- Çatalhöyük’te ele geçen alet ve malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak, baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir.
Şanlıurfa ilinin 15 km güneydoğusunda yer alan Göbeklitepe Neolitik Dönem’ e (3.zaman) ait en eski ibadethane
olarak kabul edilir.
- Etrafında herhangi bir yerleşim alanı bulunmaz.
- Doğal bir tepenin üzerinde yer alan tapınağın çevresi taşlarla çevrilmiştir.
- Toplamda 80 dönümlük bir alana sahip olan bu sit alanı Kültür Bakanlığınca 2005 yılında birinci dereceden sit alanı hâline getirilmiştir.
- MÖ 10. yy.'a ait Cilalı Taş Dönemi’ni yansıtmaktadır. Göbekli tepe sit alanının en önemli bulguları arasında çöl varanı, sürüngen kabartmaları, ağzı açık ve dişleri korkunç bir şekilde betimlenen kurt kafaları, yaban domuzları, turna, leylek, tilki, yılan, akrep, yabani koyun, aslan örümcek ve kafası olmayan insan kabartması, heykeller vb. ortaya çıkan bulgular arasındadır.
C. Alacahöyük
Çorum ilinin 45 km güneybatısında yer alan ismini Çorum’un ilçesi Alaca’ dan alan
höyük alanıdır.
- Eski Tunç Çağı ve Hint Çağı’ na ait olan dört uygarlığın kalıntılarına rastlanmaktadır.
- Alacahöyük önemli bir dinî mabet ve sanat alanıdır.
- Birinci kültür katmanı olarak Firiglerden başlayarak Roma, Bizans ve Anadolu uygarlıklarına rastlanmaktadır. Bu uygarlıklara ait içi boyalı kaplar, çanak çömlek gibi kalıntılar bulunmuştur.
- Alacahöyük’ te çıkarılan eşyalar ve av aletlerinin birçoğu taştandır. Alacahöyük’ teki Eski Tunç Çağı hanedan mezarları, bu çağın en önemli kalıntılarıdır. Dört yanı taşla örülmüş dikdörtgen mezarlar ahşap kirişlerle kapatılmıştır.
1.4.1 İdari Açıdan Yerleşmeler
A. İl: En büyük idari birime il denir. İl yönetim merkezi valiliklerdir. Genelde valiliğin
bulunduğu yerler aynı zamanda o ilin merkezi konumundadır.
- İl sınırları içinde ilçe merkezleri ve bu ilçelere bağlı nahiye ve köyler bulunur.
- Bir ilin kurulması, kaldırılması ya da adının değişmesi gibi kararlar kanunla alınır.
- Bununla beraber bir ile bağlı olan ilçenin sınırlarının değişip değişmeyeceği kararı İçişleri Bakanlığının çıkaracağı kararname ile mümkün olur. Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olan 81 il vardır. En son il olan yer Düzce’ dir.
- İlçelerin kurulup kaldırılması kanunla olur.
- İç İşleri Bakanlığının çıkardığı kararname ile gerçekleşir.
- Her ilin en az bir merkez ilçesi ve merkeze bağlı taşra ilçeleri vardır.
- İl merkezinin bulunduğu yere merkez ilçe denir.
- Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde birden fazla merkez ilçe de bulunabilir. İlçelerde belediye örgütleri bulunur.
- Bucakların kurulması için kanun gerekmez.
- İdari işlemler sonucu bir yerleşme yeri bucak ünvanını kazanır.
- Bu idari işlemlerde İç İşleri Bakanlığının kararı ve Cumhurbaşkanlığının onayı gereklidir.
- Bucaklarda görev yapan sorumlu kişiye Bucak Müdürü denir.
- Günümüzde 634 bucaktan sadece on altısında bucak müdürü bulunur.
D. Köy: Belli bir coğrafya üzerine kurulmuş sınırları belli olan sürekli ikamet edilen en küçük idari birim ünitesine köy denir.
- Köylerdeki resmî sorumlu muhtarlardır.
- Muhtar ve ihtiyar heyeti köyü yöneten kimselerdir.
- Köylerde temel ekonomik faaliyet tarım ve hayvancılığa dayanır ancak bazı köylerde turizm faaliyeti, madencilik, ormancılık, balıkçılık gibi başka ekonomik faaliyetler öne çıkmaktadır.
- Köylerde sanayi ve hizmet sektörü il ve ilçelere göre kısıtlıdır.
- Köylerde meralar,orman arazisi ve çeşmeler ortak kullanım alanları arasında yer alır.
- Bünyelerinde belediye teşkilatı yoktur.
- Belediye hizmetleri en yakın ilçe teşkilatı bünyesinde bulunan belediyelerce sağlanır.
- Nüfus yapılarına bakıldığında nüfusu 2.000’ den az olan yerleşmelerdir.
ÇIKMIŞ SORULAR ÜZERİNDEN TESTLERİ ÇÖZMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ...
0 Yorumlar